dalgakıranDudağımı kanatan sözcüklerin sahibine…hediyemdir. Binlerce kez nasıl öldürülür bir umut -aynı yerinden- Ve nasıl yeşertilir yeniden –yeniden-! Sustuğun sözcüklerin nafakasını istiyor kalbim Uzaklara dalıyor feri gitmiş bir çift bakış Sabah mı olmuş deniz kokulu balkonlarda Aymış mı gün? Heybetini yitirmiş bir masalın içinden çıkıp geliyor gölgen Gözlerimi kısıyorum saçlarımı geri itip Öyle ya! Parmakların en çok onlara aşina Ben parmaklarına müptela ezelden. Rüzgar olup yanağımı okşuyor elin –samyelim- Kağıt olup tutuşuyor tenim. Yüzümden düşen bin parça Bütün ifadelerim toprağa seriliyor kum gibi. Toplanamamacasına. DİYORUM Kİ; Ben seni ;soğuk bir kasım sabahı Usulca üstümü örten harflerinin sıcaklığından Ben seni;kırgınlığını haytalıkla örtmeye çalışan çocuk kalbinden Feryadını,arabesk şakalara zerk eden yüreğinden sevmiştim. Gusletmeni istemiştim gözyaşların dalgalarıma karışırken. Bilemedim. Sen de Söylemedin ki! Denize düşman olurmuş er geç d a l g a k ı r a n. |
Yankilanir kulaklarimda yanlizligin o sesi
Boynuma takilirken infaz ipi misali
Kasimin soguklari ve duygular buz tutar aralik
vurur icime katleder sevdalari ...Ayse Hasan Kuzum Ben
Bu da benden kucuk bir hediye olsun sairem cok uzeldi misralarin
Kutlarim kaleminin ve o nefis yurek sesinin
SAygilarimla