kestaneler yanarkenİçin karışırda benden makul bir delil isteyecek olursan Binlerce farklı surete bakan gözlerin yüzüme dönüversin Sen derimi kavuran o yangın şiirlerin sahibi Ellerimin gözlerimi kapladığı uzun gecelerde derin Hissettiğim öyle uykusuz Ve bir gün sabaha dönerken vakit Rüyaların karanlığına vurunca kokun mızrak Delindi göklere uzanan başım parmak uçlarıma dek İçimden bir sen geçti, anladım Varolduğum toprağıma öyle dikilerek Ben O gün yüzü göremediğim aydınlıkta Bağrımda biriken ipliklerimi kusarak Kavrayarak belinden üzerime yürüyen engelleri Yokluğunu yanı başıma uzattım Uğulduyordu bir yalnızlık peşim sıra Oysa öyle hızlanmış bir yağmura Engel koyacak değildi duvar Üzerime eğildi yıldızlar Birden Birden Gözlerimi gördüm ellerimde Ellerim Seni aramaktaydı gözlerimde . . . Sel sularına bulanmış benliğim İçinde kıpırdayan bir demet saç buldu Tüm hikaye bitti sonra ve Özlem Tüm hava koşullarında bir kez İndi yeryüzüne Yanık kestane kokusuyla Şarkılar çalarken Kaldırımlar Hüzün ırmağıdır boşalan ayakkabılardan ve kime ne desen artık Bir makamdan duyulur cevap … |