Bir ilk - Havf ve Reca (2)
üstün körü şiirlerimi ıslıklar lodoslar
her kafiyenin ahengine cümbüşüne bodosla daldırdığım fikrimin algısına tek hüküm çek hüsranı çek yükü tekrar nerş ol rodostan. dizelerin ay döngüsünde asılı kaldım tutuldu dilim mevta halim, yasımı kaldı? yaprak gibi dökülüyor penceremden günlerim gün doğar ya gözlerine, an o andır kasımı kaldır. namümkün gözümde hodfüruşluğun şairlik neyime gerek gözünde kaç kuruşluğum? alnının ateşinde gizlenen satırlarım var benim ve söyle bu kaçıncı şiir tutuşup uçuştuğun ? hissiyatımı kamaştıran keman eflatunu ene mağrip, şu gökkubbe ilahir eflak onun cismin nârı aşk amma kristallerden umutlarım kutbun azap, garbından kinayeli Etna’at onur. tam şuan el avuçtakini harcamalı çar çur ettim gençliği fütursuzca parçaladım ne bir adım geri ne ileri ben beni bilenim ey yar bir basma parça kalıp. kokunun nefesime sinmesi tek arzuhalim dalga dalga hiciv düzdüm mesafeleri yaksa bari ve bir gün kollarımı adımlarken kaybolasın bağrımın derinlerini hoşnut etse şapşal halin Dün eşim, bu gün karartan güneşi Ben olamadım iki cihanda olsun gayri gül eşin. Sesimin ağlayışı gözlerimin haykırışı Hıçkırıkları boca ettin sonbahara gün eşik. bunca hicve yalvarışa afili hafi denektim algımın farkında Halep biraz da nabi demektir silinmiş nüshalarıma asılların çelmeleri silüetten bağımsız aşkın son demlerine dem ektin. Burada Yahudilere Sallıyoruz ; penceremi süsleyen mozaikler ipek tenini koruyan koza ipten kalan isiyle genzimi kavuran gavur bronşlarıma ilaç vari roza hitler. |