OYUNLAR OYNARDIK ÖLÜMÜN KUYTUSUNDA
Biz, oyunlar oynardık ölümün kuytusunda
Gökten acı yağardı ayrılıkla karışık Biz sırılsıklam olurduk çekilesi hasretten Bir bir kururdu herkes, içinde yanan ateşten Kimi düş kurardı en yalın haliyle zamanın Kimi düşerdi çelmesinde hayatın Fırsatını yakalayınca da her anın Gözlerimiz aşka kapanırdı Biz aşktan ölürdük Hayatın kıyısından teğet geçerdik Sarı güllerin dikenlerinde parmaklarımızı kanatırdık Biz sevda olurduk gecenin koynunda Üzerimize vedalar yağardı tan ağrısında Biz; Oyunlar oynardık ölümün kuytusunda Darağacına asardık yüklemsiz tümceleri Öznesini özümüze, Yüklemini sözümüze katar, bakardık dünümüze Sığınırdık iki ufak kelimeye Biz bu gündük aslında Yarınları yoktu dünümüzün İçimizde kapanmaz yaralar açardık Gönlümüz kanardı Hayatı üzüm bağı yapar, yalandan düşerdik Mevsim kışa, yorganımız kısa gelirdi Biz üşürdük Rüzgârlar eserdi bizden, her birimizden Eser kalmadı zerre kadar güzden Ruhumuzda, ruhumuzla eceli canlandırdık Biz; Oyunlar oynardık ölümün kuytusunda |
Kutlarım...