annemeaklımın eşiğinde takılı kalıyor adın ben de ordaydım az önce -sende- döndüm. ’’neden kesiyorsun anne çiçekleri çok güzeller’’ demiştim ’’arsız olur bu sarmaşıklar’’ demiştin bilmiyorsun ama senden gizli söküp köklerini evin her yanına dikmiştim toprak kokusu geliyor burnuma anımsayınca uyumanızı bekleyip yaptığım yaramazlıklar herkes uyandığında duyduğum korku ablamın aklını çelip sokağa kaçışlarımız düştüğümde kanayan dizimin acısını bile hissetmeyişim nasıl izah edeceğimi düşünürken ne çok korku taşımışız yüreğimizde büyürken ne çok ünlemlerimiz olmuş ne çok susmuşuz ağlamamız gereken yerde ve ne çok ağlamışız susarken. belki paylaşamadığım için kimseyle hayallerimi ve hayal kırıklıklarımı en iyi arkadaşımdı tanrı ışıklar kapanırdı dilim duaya açılırdı ve hep dinlerdi anlardı kalbimin en gizli köşelerinden haberdardı hiç kızıp ayıplamazdı nazım en çok O’na geçerdi çocuktum nihayet günahım yoktu. büyüdüm anne günahlar büyüttüm yaşımla beraber pek ağlayıp zırlamadım ama canım çok yandı bazen Arkadaşımdan da utandım Adem’le Havva’nın cennetten kovulduklarında farkettikleri gibi çıplaktım. giydir beni cennet kokulu ellerinle! |
saygımla.