Evvel Zaman İçinde
Sabahları odama vuruyor güneş ışığı,
solgun bir silüet bugün varlığın. Sen kokuyor, sarhoş oluyorum bir anlığına ve ağzı açık kalmış içki şişemin, babamdan kalma. Vakitlerden bir Haziran, günlerden sen ve ben, saatler boş bir vakte akıyor. Ben bu mahzende aynıyım ne yazık, yelkovan akrebi kovalıyor. Kırıyorum annemden kalma antika bir geçmişi, üzerimde bir yığın cam kırığı. Bir anlığına katil oluyorum, saatler şimdi daha bir lüks ve zaman daha bir hızlı. Vaktinden önce geliyor yalnızlık ve vaktinden önce ölüyor insanlar. Tanrı olmak zor diyorum, Azrail de vakitlice gelmiyor ölmenin arafında. Sen çoktan ölüsün diyor şair, ölüm ki dizelere sığmıyor. Ölüm ki seni benden alıyor, yürek işçiliğime ver diyorum şair olmak zaman alıyor. Küçüktüm ben, ölüm yoktu o zamanlar. Uyurduk sonsuzluğa. Unut diyor şimdi tüm şairler, alış onsuzluğa. Alışmak da zaman alıyor. Zamanla alıp veremediğim ne, bilmiyorum. Zaman ise aldığını geri vermiyor. Başak Aydın |