Yar'a
Sustum!
Acılar ektim içime İlkbahar sızısı, sonbahar vurgunu acılar… Kış vakti yar’la karışık yağmurlar, o deli rüzgârlar ve bir de kokun… Güneş her akşamüstü penceremde batardı benim, doğmazdı lakin. Başka diyarlarda parlardı. Oysa herkesin değil miydi, her yerde aynı değil mi? Düşerdim hep Çocukluk kokan sokaklarda. Sorsalar bu yaralar nerden, hiç tereddüt etmeden sıralarım: Yüksek merdivenler, akşam vakti oynanan oyunlar, kör ebeler bir de inşaata kaçan toplar… Sorsalar bana seni, yaralarım hala kanar. Hala dizlerimde kabuklar, gözlerimde yaşlar. Sorsalar sevdiğim, dizeleri, yazıları, ucu tükenmiş kalemi. Cevabı sen, uğruna yitirilen umutlar… Şimdi yaz vakti üşüyorsam böyle, titriyorsa içim, ağlıyorsam, gülüyorsam vakitsiz, belli belirsiz düşüyorsan aklıma, yalnızsam yalnız! sanadır, yokluğunadır bu yangınlar, içimi delice yakan ellerimi soğutan… Kapındaysam, gönlünde yatıp kalkıyorsam her gece vakti, yazıyorsam çıkmaz dizelere, - çıkamıyorsam, çıkaramıyorsam - susuyorsam, havada bulut, bulutta yağmursam, hüzünsen gözlerimde. Yokluğunun o ağır yükü de, sensizliğin içi boş mahzeni de sensen; ah bir bil-sen… Yara bu, kanar elbet. Bir bıçak gibi sıyırır geçer soğuk bedenimi. Her gece kan revan, her gece yaradır. Her söz, her dize, hep yar’adır… Sus şimdi! Gelme. Vakit o vakit değil. Kavuşmaları yazmadım daha. Sensizlikten çıkaramadım başımı. Gelirsen ne söz kalır ne dize, ne şiir kalır ne şarkı. Bendimi aşarım, harflerde can bulurum da seni yazamam sensizliğin yanında. Gelme sevdiğim… Sen hep uzaktan bak bu küçük kıza. Anla yazdıklarımı, sevmesen de olur. Gelmeler gitmeler doğurur… Başak AYDIN 17.04.2012 |
yokluğunda bulduğum bu koca boşlukta yazıyorum ancak,,
yaşıyorum sanma,,