2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2165
Okunma
"O dolaşmış daldan dala, savurmuş yüreğini,
Ben bölmüşüm yüreğimi başkaldıran dizelere.
Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de..." H. H. Korkmazgil
Yaz dedi Tanrı...
Şair olmak değildi asıl mesele.
Kâğıtlara kazımak suretini
ve dizelere eklemekti gözlerini.
Yazınca yağmur yağardı buralara,
sırılsıklam severdi âşıklar,
umutla bakardı sokak çocukları
ve ben seni özlerdim.
Yazınca Attila İlhan olurdu dizeler,
kaldırımlarda yağmur kokusu derdi bir ses kulağımda,
seni çalardı tüm radyolar.
Yazınca annemin o sıcak çorbası ısıtırdı içimi.
O dolaşırdı evimin köşelerinde,
balkonumda o küçük saksılar
ve çiçekler açardı içinde.
Severdim, yana yakıla
her vakit öncekinden daha fazla severdim.
Okuduğum kitaplarda,
sayfa başına attığım tarihlerde
ve satır aralarına iliştirdiğim şiirlerde en çok da.
Sonra notalara düşerdi adın,
seni söylerdi nağmeler plaklarda.
Eski bir kütüphanede rastlardım sonra sana,
sen yasaklı bir kitap olurdun,
bense aranan her sokak başında.
Ben seni severdim,
sokağı devriyeler basardı.
Yaka paça götürürdü polisler.
İçimde militan duygular,
başkaldıran dizeler.
İçeride mahpusluk, içeride korku,
bir düşünce suçu benimkisi.
Seni düşünmek olsa gerek, öyle söylediler.
5.0
100% (4)