eylül iflâhı.. gölgesi sıcak kuşluğun yamasından sökülüp zihnimin kıyılarına dikilen akşam garibiyle hasbihali var yalnızlığımın.. epeyceydi usumun dinginliği ki hüzün buhurdanı değildi eylemci güz yazgılı sersemce/siz bir ânıydı ahuzarın çatlıyordu nirengisi noktayı nazarında siyahın sır dünüm-ün yankısı gece gözlerine sis miydi, belki de, düş kâtibinin söylence parmağındaki senli bir hece, çınlayandı kalbimde belleğimin,kırıldığı penceresinden beneği sarı tümcelerle bir dönence,eteğine gizlediği pürtelaşla, basamadığı yoluna ar ediyordu giderken hazan saçlarına takılıydı ünsüz harf örgüsü naaşı turuncuya b/oyalı bir/inci b/ölüm ilanı eylül iflâhı’nın, güneşi törpüleyen vakitlerle ittifakı kazandırmıştı;sessiz aşk zaaflı -ser,düş-ün- savaşını ve armağınıydı, sabır taşlı kale/me,asude bir/ay-lık örtüsü g/özüm yaş/tan,dudağa kıvrımlarca uzayan, susu gür bir dil köprüsü .. tarzı müstesnadan indi edebî buğusuna sarınmış haberi yineledi,güz tesirli kırlangıç kederi şakağına solgun güneş asılan şiirleri ki o’nun muş en irisi güçsüz bir maziye sürükledi tinselime düşen gövdesi dönülmezdi akşamın aşk feragatına yanıt/sızı bağladım hatıralar dalına değmedi ellerim dimağın sığ havuzlarına yalnızca/ imgesiz bakışlar döktüm yüreğinin uçurumlarına .. |