Eşikteki Çığlık...gölgesi bana bulaşmış itlerin soyundan geliyorsam kesin bileklerimi şiirlerimi okumayın durun ve dinlenin biraz dilinize pelesenk edin mehtaplı şarkıları ay nasılsa parlayacak az sonra ezberini bozacak karanlık tanrıları ölüleri severken bile sevemedim ölümü unutmadım içime düşürdüğü kapanmayan o gözü şimdi diyorlar ki bırak sen sazı sözü dayan da gel boyan da gel gel yeter bilmezler ki hepimiz birer ölü seviciyiz ölürken bile kursağımıza yapışır sevincimiz kaktüse öldürmeyi ben emrettim üzerindeki çiçeklerin naifliğine sebep bu ezberledim gece çıkılan yolculukları güzergahıma diktiğim tüm alıntıların sahibiyim artık açık sarı bir özlemse üşüyen ezin içimde uç veren çok başlı sancıları yükselttiğim eşikten hissetmem ağrıları eyvahlar olsun binlerce kez öldürdüm onu içimdeki tanrıdan sakladım mutluluğu sonsuzluğa açılan kapıları zorluyorum hayatın mim noktasında yüzünün öte yanında neyi saklar bu insanlar burası utanç müzesi değil hele hele ağlama duvarı hiç kimin boşluğunda dönüyor dünya yanlış zamanlara yaslanıyor ustalar şimdi gidiyorum kaktüsleri sulama vakti işaretledim kaldığım yeri sevgi dündar/eylül2012 |
ayarlı kimseler tarafından.
İyi.