DÜNYA'NIN YARİME AŞKIYarin sözü yankılandı dünyadan âlemlere Haber en çabuk ulaştı yayladakilere Tüm canlı cansız görev aldı kendince Doğa ne işler yapıyor demişti gör izle Her şeyi dikkate izledim en hassas gözle Tahammülüm kalmamıştı bir başka ikaza Ne dediğini anladım çok derin düşünüp Yaylayı görmek istiyordu yaylaya gidip Her şey hazırlığa başlamıştı onu duyup Anlamaya başladım olanları izleyip Rüzgar yaylaya taşıdı tertemiz bulutu Duymayan kalmamış yaşıyorlar mutluluğu Bulutlar akıttı gözlerinden sevinç yaşı Ağlattı her şeyi ne dağı kaldı ne taşı O gece giydi bitkiler en temiz kumaşı Yakaladılar kimselerde olmayan şansı Gece canlanıp coştu meyvelerin ağacı Ayrı renkteki çiçekler ayrı koku saçtı Haber yatılmış yollara dökülmüş kurdu kuşu Bilenler bilirler bunlar Yaratanın işi Yayladan ayrıldı bulutlar bitince işi Güneş geliyormuş görmek için yari Yarin yollarının olması için gölgeli Meğer bulutların o yüzdenmiş acelesi O geceydi tüm gecelerin asıl gecesi Derin uyusun diye her şey kesti sesini Uyudu üzerinde bekçilerin gözleri Tek ay değil yıldızlarla vardı binlercesi Gördüm ay idi o gece en yakın bekçisi Benim üstümdeydi o gecenin kasaveti Gözlerindeki nurdu bende yaşam sevinci Hiç yaşamamıştım duyguların öylesini Gönlüm dayanmaz yarin bensiz gitmesine Beni götürse bin can verirdim kendisine O sabahın şafağı söktü sökecek derken Olacakları incelemeye koyuldum erken Rüzgarlar ninni söyleyerek uyandırdı onu Ona özeldi o sabahki bahar kokusu Tatlı tatlı gitti kuş sesleriyle uykusu Emrindeydi Rabbinin yarattığı dünyası Tanrıçalara benzer güzellik onda idi Ne arzuladıysa anında hazır edildi Hem yedi hem içti tek kuşsütü eksik idi Hazırlıklar bitince gitme zamanı geldi En ince nezaketle beni sen götür dedi Hiç bir şey beni öylesine onure etmedi Gitmeye başladık bembeyaz bulutlar gibi O kollarımdaydı kanadım ise yok idi Güneş kızıl ötesi doğmakta yaşam gibi En temiz bulutlar üstümüzde gölge idi Vücudun her zerresinde ayrı ürperti Yayladaki evi cennette dahi yok idi Bulutlardan duydum yoktu zerrecik abartı Sessiz sedasız bom boş gökler bize yol idi En ince alevler yalıyordu derimizi Cehennem gibi fakat alevi huzur idi Sonsuza dek sürsün istemez miyim o anı O mutluluğu zor taşıdı göklerin katı Yaylaya varınca onu benden ayırdılar Rabbin katından inmiş gibi karşıladılar Ondan ayırmadı çiçekler hiç gözünü Nereye gitse diğerleri kesti önünü Kendi yüzlerinden güzel görenler yüzünü Başka yönlere doğru çevirdiler yönünü Renkgarenk çiçeklenmiş ağaçların dalı Kıskandı onu çiçeksiz dalı olanları Oralarda gördüm yeşilin var bin bir tonu Ötüşüp uçuşan kuşlar da dinliyor onu Kuş cenneti sandım görüp çeşit ceşit kuşları Her birinin var diğerinden üstün yanları Çok zarif balerin gibi yaparlar dansları Dans için yaratıldı sanır gören onları Bülbül gibi şakırlar anlaşılmaz dilleri En güzel müzik ne sazları var ne telleri Uçarak nice varlık çiçek ten çiçeğe gezer Hayatın canlılıklarına canlılık ekler Sessiz sedasız serin serin esmekte yeller Her şeyi seviyor sevgisi sevgime benzer Tertemiz bemberrak akıyor tatlı suları Coşarak giderler özlemişler ummanları Her şey kendine çağırmakta sevdiğim yari Sesleri susamışların susmaları gibi Susamışın duyulur çıkmasa da sesleri Beden kulağı duymaz ruhun ki duyar onu Yabanisi yok hayvanlar sanki evcil idi Yanında kuzu gibi olmuştu en vahşisi Canı çekip istedi çeşitli meyveleri Anında döktü o ağaçlar çiçeklerini Yetiştirdi meyvelerin en lezzetlisini Zevkle yedi oda canının istediğini En can alıcı yaşamı yaylada yaşadı Yüreğini yakan aşkı yüreğinde gördü Dilediğini eli ile okşayıp sevdi Ulaşamadığında ruh devreye girdi Her şeye kavuşmanın sevincini yaşadı Gözlerindeki ışık bir tek güneşte vardı Çiçeklerin yeni açmış huzuru onda Yaşamın ilk nefesi de soluklarında Rüzgarlar doluyor altın sarısı saçlara Elimi emanet vermek istedim rüzgara Melek gibi uçar yere basmaz ayakları Gezer güneşin dolaşması gibi dünyayı İnsan dilinden bir başka idi sanki dili O konuşunca kesildi bülbüllerin sesi Eli kolu kurban olmuş çiçeklerle dolu Öğrendim çiçeklerin kurban olduğunu Bir an olsun kaçırmadım dikkatimden onu Zar zor işittim zor çıktı ağzından soluğu Benim için öldünüz böyle sevgi olur mu Çiçekler dedi yaşama nedenimizdi bu Seni görmeden ölmek bizde en büyük korku Yaşamış denmez seni görmeden ölenlere Biz senin kucağında gideriz ölümsüzlüğe ’’Ölümsüzlerin Buyruğu’’ isimli kitabımdan alıntı |