28
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
2205
Okunma
renklerin solukluğu ellerimin donukluğundan
bir damla yaş yakalar isterse insan fotoğraflarımdan
ama hislerimi sıyırmış almış zaman
mahcubiyeti ben bile silemem şimdi
gözlerimin soğukluğundan
giden oluyorum daima
vazgeçip yurdumun tozundan toprağından
çöplüğünde martılar
gökyüzü boşluğunda
yağmur sarhoşluğunda
bir ben bırakıyorum arkamda hep
ki biliyorum görkemli şehirlerin yükseleceğini yarın
viran bağlarının kıyılarından
çocuksu bir müsamereydi sevmelerim
ölen hep bendim diye mi bilmem
şüpheliyim bu oyunlarda vuranın kahramanlığından
her vedada doğrulanırken aynı yalan
serçe parmağımdı türkülerin şelpesinde kanayan
ay doğar gün dönermiş adam sen de kime ne
ellerinden öpüyorum ölümün
anın ömre değdiği yerde
vakit hep şimdi