Eksik Etek.ayarı bozuldu kalbimdeki dik açının ondandır yağmur sonrası eş kenar çukurlarım ağır aksak yol bulurken gönlümün düzlemi ne çamurlar bulaştı izi kaldı suyu çekilince toprağın kirlendi iz düşümündeki anılarım iki cihan arası sahilime akan fosseptiklerden kirli çamurlar taşıdım paspasıma bilmeden ve hesapsız sevmelerin mahreminde gizlendim yıllarca açık verdi cari hesaplarım, vadesiz daha doğarken vergisini vermedik mi hayatın ? ipotek koymayınız ki idam sehpası kuruldu dört bir duvarımıza bundandır yargısız infazlarınız. boynuma esaretin kemendini taktıklarında baharı yeşermemişti kısrak dağların babamın yeni yetme bıyıkları kader korunaksız bilerek içtiğim anasonu bozuk mutluluğun kardelen çiçeklerinde kuruttular yüreğimi mevsim/siz göçünde divanesiyken kışına/son baharına bir de; azgın sularına yine de boynu büküktü menekşenin, lalenin sümbülün bir de delişen bakışlı h/ûma kuşunun bırakın beni yıkanırken güneşin yangın yerinde ergen aşk mevsiminde bölünerek çoğalayım tuvalimde çizdiğim maviden toprağım imamesi yitik yaşadığımdan beri bu başım etek böceklerine takılı kaldı hep ayaklarım hani kırık olsa kolum bacağım, oynar diyeceğim dört bir yanım doksan dokuz “lâhavle” çekerek yürüyorum şimdilerde isyanım kendime değil sakın yanlış anlamayın bilirim genetiği noksandır kromozomların yaratanın kutsanmışken cennetinde eksik etek koydular diğer adım…. Ümmü AŞCI (ÜMA) |