Dokuz-SekizKaç zamandır Ölü senfonisi çalıyor bulutlar Sanki kızıp Kefen dikmişler Genetiği bozuk şarkıların dilsiz notalarına Bir yanda Sinekler vızıldayıp Kargalar leş beklerken Çatladı İltihap kıvrımında toprağın tabanı Göğsünden fırladı ar damarı Oysaki Aylardır Sabır dibeğinde dövünüp Güneşin kızıl yangınlarında Safran acılar biriktiriyordu evren Tavlandıkça su serpilen Kor değmemiş asil yerlerinde Sel olup Yol bulmak isterken Hayatın kılcal damarlarında Ansız vurdu Med-cezir tufanı Yusuf yüzlü çocukların Sübyan düşlerine Tin’imin arka sokaklarında melodram oynadı Dokuz-sekizlik kefen soyucuları Şimdi sevgili Güneşi getirdim diyorsun ellerinde Ve Su yakıyorsun buz tutmuş En ücra köşelerimde Ki; Bir yan da maviye susamışlık Bir yan da kör karanlık Akıyor tenimden İnceden inceye Ümmü AŞCI (ÜMA) |
Güneşi getirdim diyorsun ellerinde
Ve
Su yakıyorsun buz tutmuş
En ücra köşelerimde
Ki;
Bir yan da maviye susamışlık
Bir yan da kör karanlık
Akıyor tenimden
İnceden inceye
BİR TÜRLÜ HUZURLU OLAMIYOR YÜREKLER ZİRA NE KALLEŞLİKLER GÖRDÜ BU MİLLET İNLEDİLER AH VAHLAR İÇİNDE DOST GÖNLÜNE SEVGİLER DOLSUN KAK ESENLİK İÇİNDE....