Çürüyen bedenlerin parfüm kokusu
Dedikleri gibi gerçekten,
-Hayata açılan pencere mi çiçekler?- Ben ezmeye kıyamazken gözümden beslenir karınca… Çıkmaz sokakta ay, güneş görmeyen köprüaltı, deniz kabuğu içinde gece, ve içimde yanan kibriti, dudakların söndürür ancak… Bileklerim dikiş tutmaz nabzı düşük gecede… Toplama beden, dikilmiş uzuvlardan. Yüzyıl önce ölmüş birisi, ve ben ölüyüm şuan, yüzyıl sonraki başkası için… Aynı anda hayatta ve ölü… Dönüş yolu olmayan kestirme… Ellerim ensemde izlesem giyinmeni… Çıplak kadının giyinmesini severim ben… Düşlerim dökülmüş şarabın üzerine… Gece, çıkmayan lekedir çarşaftan… Ağaçlar gülümser, anlamadığımız şakaya, ölüm ciddiye alır hayatı, kadın katlanılır kılar ölümü, buzdolabı misali, bir yaz daha geçirmek için ihtiyaç duyduğun an orada olsun, tıkır tıkır sallansın istersin sıcak gecede… Cüce düzer sarışını, kırık camdan giren yarasa emer kanarya kanını… Dirseklerim üzerinde yürürüm kucağına… Ve hiç taramam saçlarımı, yüzümde buğday tarlası, bira damlarken dudağımdan, dilinle, yoğur dilimi… Bayat ekmek tenim, ısıt, ve sürül üzerime… Yerçekimi yatakta sıfırlanır, kalp atışı yatakta eşitlenir, uzun ve mutlu sonu aynı anda görebilmektir aşk, sıcak yaz günü gölgede yatan kedinin kuyruğu inip kalkarken… |
Güzel bir şiir okudum gönül sayfanızdan yüreğinize sağlık.Tüm evrendeki güzellikleri sayfanıza bırakıyorum,değerli dostlarınızıda unutmadım sayfanıza gelip sizi yorumları ile onore eden tüm sair ve şairelerimede en güzel kırmızı gülleri bıırakıyorum,kabul görmesi temennimdir,Kaleminiz daim olsun.
Saygı ve selamlarımla
Bilal YILMAZ