güneşe gece bakan adam
Kadın
elini tutması için erkeğe uzattığında muhtemelen doğuruyor ya da güneş doğuyordur... Benim elimi tutan kadınsa genellikle sarhoş, kusuyor, ya da işiyordur... Gece derin boş mağara gibi altımda bekliyor… Aşk on yılda bir olan uçak kazası gibidir ve genellikle sağ çıkan olmaz… Bir süre sonra “Ne yapıyorum lan ben?” Dedim. Bütün erkekler bazen aynı, zaman zaman farklı kadınların peşinde koşuyorduk. Ya da farklı olduklarını sanıyorduk. Ne için? Tazyikli nefretimizi, içeri açılan geçide yaymak için mi? Bütün gürültü bu yüzden kopuyor. Akıl sağlığımla ilgili babamın şüpheleri vardı. Ne var yani? Benimde onunla ilgili var! Defne yaprağı çiğnemeliydim. Biraz potasyum siyanür iyi gelirdi… İnsanların, sabah vücudundan çıkardığı korkunç şeyler, bütün o zehir, idrar, posası sıkılmış bok, kan ve balgama rağmen gün içinde öyle mükemmel görünmeyi(özellikle kadınlar) başarmalarına gel de şaşma! Ağzım eski, tadım yeni… Akbaba leş peşinde, tırnaklarımın tadı acı hala, sakalım başkasına battığı için işe gitmeden önce kesmek zorundayım, sol taşağım diğerinden aşağıda duruyor, çöl sıcaklarından bahsediyor televizyon, ve arabistan devesi günde yüz litre su içiyor, siyaset ilmiğinden uzak duruyorum, çarşaflarım sabah surat asıyor, yine de bekliyorum o harika kadını… Ancak yere düşerken ve seks sırasında bükebilirsin zamanı… Çünkü ikiside genellikle aynı sonucu verir… Hiç düşmedim, hep kalktım… Düşmekten daha önemlidir sonraki raund için ayağa kalkabilmek… Yaşlı kaplumbağa kumsalda sürünür, sarı lale titrer ay ışığında, boş avuçlarına tutunacak kadın sana doğru yürüdüğünde… |
Fevkalade güzel ve anlamlı bir şiir okudum gönül sayfanızdan,Yürek çoşmuş kalem yazıyor,yüreğinize sağlık olsun,kaleminiz daim olsun.Size sayfanıza ve değerli dostlarınıza Tüm evrendeki mutlulukları ve sevgileri gönderiyorum.
Saygı ve selamlarımla
Bilal YILMAZ