şarkı türkü yas bu yaz o şehirde bu şehirde sayende hadi gayret et büyü biraz ya da düş artık öl sen de
sürünürken dizlerim acırdı dar sokaklarında çocukluğun emeklemeyi atladım koşmayı öğrendim ondandır şimdi kan gördüğümde inadına yarasına basmam çocukluğunun
senin ağlamayı sökmenin çok öncesinde dilime sus vurdu diye ışıklı yalanları babamın gözlerime gülmeyi öğretmiştim ben loş koridorlarında annemin
naylon arabalarım vardı doğru benim de tekerleri birbirinden eşleme ne bez bebek salladım dizimde ne sallandım ninnilerin uyutan beşiğinde her mevsimim bir mezar sevda takviminde ki kefensiz gömülmeye gönüllüydüm her seferimde
üç kişiye has klasik oyunlarında aşkın yalanın hafifliğine sığınınca tamamı oyuncuların bana düşer ağır kadını olmak iki kuruşluk adamların öyle ürkek öyle acizdir ki kalemi oyunu yazanın soru soru yıkıp sahnelerini birazcık aklın varsa geçmeyi öğrenirsin ötesine kağıttan adamlığın
hadi gayret et az bırak beş perde öncesi eskittiğin aşkı asırlık bilirdim tekerlemelerini büyü artık ya da sus biraz ne olur o sefil sevmelerinde bir kerecik insan gibi öl sen de
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öl Sen de şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Öl Sen de şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
öyle bir devir ki ölebilmekte magrifet ister gitmelerin ve susmaların içinde barınan ölmeler de yürek ister hem gidip hem arkana bakakalmak... ölmeye engel olan giderim dersin.. ama aklın kalır geride işte o zman ölmez ne yüreğin ne sevdan iç çektiren bir eserini okudum demet demet beyaz güller bırakıyorum sayfana sevgilerimle beraber
Öğrenecekler ustam, bire bir eğitim en etkili olanıdır, onu bir kabul etseler:) İzleye izleye ya da öldüre öldüre onlar bile öğrenecekler, "ben" ölmeden "biz" doğamayacağını.
Biz görmesek de görecekler var diyordu ya bir usta; öyle işte.
Yanardağ gibi lavlar akıtmışsın o sevgi yüklü yüreğinden. Ateşine dayanabilecek kim olabilir ki böylesi bir yangının.
Öl .... demek.... ne bileyim yaşamasını çok istemekten gelen bir ters vurgun...
Çok seven en kötü olanı istiyor .Çünkü en sevdiğinden geleni kaldıramıyor ...bir başkasının yaptığının yanında belki niletik olarak tırnak kadar olan bir şey o yaptığında dağlar gibi oluyor... hele ki bir de gerçekten dağsa.... aman allahım ....
Her zaman ki gibi , gönül terinin damlatığı, emek ürünü , mükemmel bir eser daha okudum yetkin kaleminden.
Her dem sevgilerimle mutluluklar diliyorum o güzel kalbine.
Kaleminizin kendine has oluşunu seviyorum...zira siz de aynı ben gibi, en iyi öfkenizi döküyorsunuz kağıda...en azından ben öyle düşünüyorum...yergi şiirimi diyeyim, taşlama mı bilemedim...ama galiba her ikisinin harmanı bişey olmuş:) adamım sıfatında gezip ama adam olmayanlara, kapak gibi şiir işte, daha ne olsun...çocukluğumuza gelince, onu hiç kurcalamayalım isterseniz şair...bilirim ki, benim de , sizin de içimizde hiç büyümeyen ve kanayan bir çocukluk var...tıpkı annelerimiz gibi...ve bu acılar bizde oldukça, sanırım daha çok şiirimize konu olacak bu değerlerimiz...
kaleminize beğenimle, sevgimle, saygımla can kalem...tebrikler...
üç kişiye has klasik oyunlarında aşkın yalanın hafifliğine sığınınca tamamı oyuncuların bana düşer ağır kadını olmak iki kuruşluk adamların öyle ürkek öyle acizdir ki kalemi oyunu yazanın soru soru yıkıp sahnelerini birazcık aklın varsa geçmeyi öğrenirsin ötesine kağıttan adamlığın
Ben, sen, biz ise harika da kast ettiginiz bu degil heralde.Hayatın adaleti bır degil iste; kimi şanslı o sehirde, bu sehirde, zenginlik icinde ama olsaydı naylon arabaları, tekeri olmayan belki de Avrupa dan gelenleri kullanmak yerine belki bilirdi, anlardi, yasardi mutlu bır sekilde gercekte.Degil faunusta, gercek dünyada...
Ben bez bebek değil de Erkek çocuklarına uzun sopanın ucuna yerleştirilmiş İki yuvarlak tahtadan oluşan arabalardan isterdim hep. Bana göre şanslısın ustam. Naylondan da olsa arabaların varmış. :)
Ölmüyorsa da ölmesin Sürünsün o zaman Ustam. Tebrik ediyorum çokça. Yüreğine sevgiler içten, kocaman.
üç kişiye has klasik oyunlarında aşkın yalanın hafifliğine sığınınca tamamı oyuncuların ________________________evet ask üç kisiliktir, sen, ben ve biz, yada üçüncü sahislar; o! "O" olmadan olmuyor galiba ve onun içindirki bütün asklar bitmeye mahkumdur. bir suru sey dusundurdu siiriniz. ince kaleminizi kutlarim daim saygilarimla
Hatıralar sarmış şiirin her yanını... Çocukluk yılları başka güzel Aynur hanım... Ne de güzeldi şiir, nostaljik unsurlar şiire tat katmış... Bir de kalem güzel olunca; aliterasyonlar, asonanslar, teşbihlerle tatlı söyleyişlerle şiiri okumak keyif oluyor... Yüreğin kaleme akışı güzeldi, yaşanıldı ki yaşattı...
S a y g ı y l a . . .
=================================================== e d i b / a h m e t
hadi gayret et az bırak beş perde öncesi eskittiğin aşkı asırlık bilirdim tekerlemelerini büyü artık ya da sus biraz ne olur o sefil sevmelerinde bir kerecik insan gibi öl sen de ÖLSEN DE DİLİNE SAHİP OL MÜKEMMEL BU ŞAİRLERİN NEDEN HEP YÜREĞİ YARALI HEP ACILARI İÇİNDE BULAN OLURSA BANA HABER VERSİN. sEVGİLİ DOST SELAM VE SEVGİYLE
şarkı türkü yas bu yaz o şehirde bu şehirde sayende hadi gayret et büyü biraz ya da düş artık öl sen de
sürünürken dizlerim acırdı dar sokaklarında çocukluğun emeklemeyi atladım koşmayı öğrendim ondandır şimdi kan gördüğümde inadına yarasına basmam çocukluğunun
senin ağlamayı sökmenin çok öncesinde dilime sus vurdu diye ışıklı yalanları babamın gözlerime gülmeyi öğretmiştim ben loş koridorlarında annemin
naylon arabalarım vardı doğru benim de tekerleri birbirinden eşleme ne bez bebek salladım dizimde ne sallandım ninnilerin uyutan beşiğinde her mevsimim bir mezar sevda takviminde ki kefensiz gömülmeye gönüllüydüm her seferimde
üç kişiye has klasik oyunlarında aşkın yalanın hafifliğine sığınınca tamamı oyuncuların bana düşer ağır kadını olmak iki kuruşluk adamların öyle ürkek öyle acizdir ki kalemi oyunu yazanın soru soru yıkıp sahnelerini birazcık aklın varsa geçmeyi öğrenirsin ötesine kağıttan adamlığın
hadi gayret et az bırak beş perde öncesi eskittiğin aşkı asırlık bilirdim tekerlemelerini büyü artık ya da sus biraz ne olur o sefil sevmelerinde bir kerecik insan gibi öl sen de
of be kardeşim sen kıssa ve öz nedir bilmezmisin, sana kim illah destan yaz dedi, mecburmusun dalıp dalıp durursun derinlere? demedi deme kağıt bulamazsın sonra, yoksa ağaç düşmanımısın sen...can dost ama öyle çok itina ile bir kelime o kadar çok şeyi anlatıyorki burdan çıkınca beynim okumaya devam ediyor...inan yoruluyorum seni okumaktan...deryamısın sen bir balık ne yaparki deryanın içinde...haydi yinede üstümü ört istersen...kal sevgilerde...
AZAP tarafından 7/22/2012 10:04:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Herkes sussa da hep konuşur içimizde ihanetler, ayrılıklar, üzüntüler. Söz oluruz dışa atmak için ve kaleme dökülür dize dize şiir olur duygular acı tatlı, kutlarım değerli kalemi sevgi ve saygılarımla sağlıcakla kalın
gitmelerin ve susmaların içinde barınan ölmeler de yürek ister
hem gidip hem arkana bakakalmak... ölmeye engel olan
giderim dersin.. ama aklın kalır geride işte o zman ölmez ne yüreğin ne sevdan
iç çektiren bir eserini okudum
demet demet beyaz güller bırakıyorum sayfana sevgilerimle beraber