SƏGGİ BOYU SƏS(17)...samiçilerin görüşü zamandan zamana, ölüm daşımışdır! --Sonuç ilginçdir. Açıklarmısan? --Her bir yeni görüş, bulağ suyunu anıladır öz arılığıyla. Arılığa varım içinde çevremdeki nesnelerden boşadım, özümü. Sonrada gönlümle evlendim. Birden başa düşdüm içine varmışlığımla, içimden almışlığım; sevişeceyimle,sevişdireceyimin! sevineceyimle,sevindireceyimin! öleceyimle,öldüreceyimin! tanığı oldu. Özümle sevişirken:-- --Keşge sevişdireydin, sonra sevişeydin! sordu içine varmışlığım. Özlemin yanğısına alınmışlığımla; özümle sevişmeden önce, seviş dadını menimsemeden ince, savayısına kıyamam! --Özünü sevindirirken neden başkasınıda sevindirir, Sen? Ben, neden sevindiyimi bilmeden gabak, Sevinç, gönlüme olmadan çırak, Sevinç duyğusunu kimseyle paylaşamam. Sevda uğrunda esirem. Kavuşmak aşkına özdenerirem. erdiğimded özüme, eriyirem! --Sen, ölüm payını özgesine vermeden özünü öldürür, Sen? --Soğuk usla, İnce susla, Ber-bezeksiz süsle, sevda deyib ölüb-öldüresiyem sözünü çokları söyler. İşde o dönükler sanamır aşk ölümle, öldürüm deyil. İşde sevgiyle; sevişeceyimle, sevişdireceyim için! Sevineceyimle,sevindireceyim için! Iyiliyi savunubda, pisliyini öldüreceyi için! yola çıkamaz onlar. Onlar özlerinne kıyamadığını, ayrısına kıyarlar. Ancak aşk boyuna acıları içib, başkalarını sevindirerek, sanki kilitlenmiş düyüncükleri düşünce süzgecinden keçirirsen. Bu andadır sevdanın kısa paylaşım süreci ki; uzun ömrün sonucunu belirledir aşkla. Düşünür söylemini, içden içe dinletdirir aşk. Us zenginliyini,süslüyünüde gerçekleşdirir aşkla. Öyleki könülde köklenmiş bir söz kökü dişi balalığından doğurur, ben. Bu anda gönül sevgiyle tanıdığına-tanımadığına can deyib, sarınırsan. Sargıncasına. Kıvırca-sına, tinde tılan bir öz, tin kıpırır. İçim, tin içinde tin oyu, sonsuz uuuuu. Usulcasına; tin sözde tin, tin özde çin, ısın, ısın tandırda köz gibi. Dil ucunda söylenecek, yubanımsız uuuu. Ben dudaklarında da; kıpkırmızı kımız yeri, duvarlara kurd imekleyir, gecede. İzinde de, bir cocuk seyri, cuk, cuk. Gönül kıyısına, sana sandığımı sene, sana, sana, yayla, okcasına, bitmeyecek geyinir oddan çekmeler. Meler, meler. Uçuşu bir hatun, kam tiniyle, bir tenqiri göyçekliyi çağırı verir. Aydın beyim.Ben, arındıkca seninleşirem. Düşünceden düşünce doğulurca bizleşirik. Dedemkorkudla nenemkurd us süsü olarak sorunların çözümünü sevgide bulmuşlar diye eşitdin mi bir kam, bir göy tanrıçı, bir kuşgusalçı, kimseni susdursun? --Eşitmedimde,görmedimde! --Ben, ölümle öldürüm gerçekliyini kara allahcılarda gördüm. Onlar nedenlerin çözümü için ölecekle, öldürecek örneyini yasalaşdırmışlar. Biz aşkınçakırını, çimmeden önce, aşk almasını yemeden son kez olarak, acıkla sevgi üzre dayanalım. Bu iki sözcük inançla bağlı bir açardır. Kapalı kapıları açır. Açık kapıları kapadır. Örneyin; Göy tanrıçılar, kapalı kapıları açar sevgiyle. Kara allahçılar, açık kapıları kapadar acıkla. Göy tanrıçılar, sorunlarını paylaşımla çözer. Kara allahçılar, ölmekle öldürmekle. Elçi Musa, kendi kara sözlərini allah adına söyleyerek ırkcılık tohumunu ekmişdir. Türk`ün yaşam simgesi sayılmış alma ağacını Adem´le Havva´ya yasaklatmışdır. Bacıyla kardaşın cinsel ilişgisini yasalaşdırmışdır. Türk´ü yaşadacak alma simgesine, düş öyküsü koşmuşdur. Kadını, erkeğin kaburgasından doğuzdurmuşdur. O günden başlayarak; bilginler! kuşkusalcılar! öncüller! ölümle üzleşmişdir. Her hangi kuşkusalçı ağzını açar-açmaz butem adağı getmişdir, bugüne kadar. Onlar bilgisiz yalıngıgları kandırmakla, düşde uçmak yaratmışlar. Uçmak uğrunda yaşanacaklara gırım kesilmişler. Evreni damoya çevirmişler! --Esengül´üm! --He! --Seni dinleyirken; kurd gözlerində kurdlaşır dilim, Üreyimle dilim yanar, yanar, sene gelirem, dişi kurdum. Sene gelim çağda kurdlaşıram ular, ular. Senin kurd sözlerinde, kurd sözü kesgin diye, zamanlarda kalar, kalar. Senin bakışlarında, bir kurd gibi yuva salmak, orda yaşamak, orda ulamak, ön yetmez dileyimdir, sevgilim! Ben, sen aşkına dalar, dalar seninleşirem gece boyu, sensiz . --Bilirsen mi, erkek kurdum. Aç könlünü son kerelik. Sen dileyi, ben isteyi! --Bu nedendirben, sen dişiliyiyle erenleşirem. En ağır savaşlarda da, direnleşirem. Direndikce,yücelirem. Yüceldikce,kurdluğum yeniliklerde ulayır, uuuu hhhaaaa. Ahhh, ah dişi bozkurdum, aaahhh. Bu gece yalnız sen aşkına, ularım! --Ben, mutlular mutlusuyam Aydın. Beni seven kat-kat benden derindir. Bizi sevişdirecek senliyin yeni kuşak yolculuğuna silinmez iz veridir. Seni, sevecek, Seni, yaşadacak, Sene, beş beş doğacak, sevine sarınacak dişiliyim senindir. Bu inanç, sevelimsimgesini anıladır. Bu simge ağır anlarda; daşda! yalıngıgda! iriboynuzlu ev heyvanında! Düşbakanlığında, allahda! bir sıradadır. Onlara yalvar edecek bir ürekle, yaşadacak gücünü bulmuşlardır. Onların sırasında en yüce, en aşağıda yalıngıgdır. Çünkü bir gün sevgisi önüde dizçöküb yalvar eder. Ötesi günde; inandığı daşla, yalıngıga! güvendiyi öküzle, allaha! dönük çıkar. Yalıngıg için, inanç uçurumu burda köklenir gibi; öz süsü!!! söz üzü!!! öz özü!!! gönül sevincinde, su güzgüsüdür. Senin, sudan aydın sesine alındım! --Onda səggi önünde, alma ağacının dibinde; Durğun bakışınla günü koş, oy bene, oy ver, oy ver sen ipeksu hulunu, soy bene, soy ver. Aç körpe umur göz ile kızğın ben, içir, sen, içdir delin olsun kimisen boy, bene, boy ver. Yas yığvası benzer deyil an, sev-sevilim çağ, esruk balık oynar suda kim toy bene, toy ver. Aç döşlüyünü, yerde kürek, göyde bacaklar, çılğınca sarıl gel-get üçün hoy bene, hoy ver. Çön indi yavaş dörd köşe dur son kere birde, esnek yeri esdir Sen, açık koy bene, qoy ver. Soy içgisidir içdiyimiz bilmeli Sen çün, öz varına dursun yiye kurd soy bene, soy ver . --Oyyy...ardı var M.Erğevan |