çatlayan atlartavana çizdiğim küçük şelale altında yıkanıyorum atlar koşuyor dört tane turuncunun içinde ayakları yok toz duman rengi en öndekinin gözleri turkuaz yanındakinin sırtı yere değecek gibi bir ortadaki görünmüyor nedense öylesine flu öylesine beyaz yeleli arkadaki sakince öndekilerin rüzgârı kesiyor onu ayakları hiç yok yeleleri uçan atlar yeleleri gecede uçuşan atlar bir film izliyorum heyecanlı kareler sevgilim uzakta ama yanımda odanın tavanından şelale akıyor üstümüze ve atlar koşmaya devam ediyor çatlarcasına sır olup kaybolmak geçiyor içimden nehirlere doğru atlar geçiyor geceden fırtınalara sırtlarındaki barbarları atmışlar tanrılardan ırak çimenlere saklanan bir yosma ağlıyor gözlerinden kayıyor yıldızlar sular ikindi ikindi bir zaman aniden sallanıyor şeftali ağaçlarının dalları öyle güçlü ki atlar yaklaşıyor sahipsiz yeleleriyle siyah göğün altında ilkyaz dört dize çatlayan atlar sarı liralar kır düğününe dökülüyor bir adam alıp kaçırıyor beni gözleri turkuaz Aysu |
kaleminiz daim olsun