ruhumdaki yalnızlık
Kafatasıma saplanmış
vida misali güçlü ruhumdaki yalnızlık… Yerinden söküp çıkaramadığım ve genellikle ihtiyaç duyduğum çelik acıdır ruhumdaki yalnızlık… Gece kalınlaşır incelen sevgi sözcükleri üzerine ve inleyen kadın seslerine karıştıkça iliğim güçlenir ruhumdaki yalnızlık… İçimden geçen sayısız damar labirentinde oyanayan çocuk ruhumdaki yalnızlık… Hiç görmediğim kalbim kadar yakın aynı zamanda bir yabancıdır ruhumdaki yalnızlık… Kağıttan gözkapağı mürekkep gözyaşı ruhumdaki yalnızlık… Tırnaklarımın doğduğu yerden parmaklarımı üçe bölen boğumların gerisidir ruhumdaki yalnızlık… Dudaklarımın hemen arkasındaki dişler kadar bazen vahşidir ruhumdaki yalnızlık… Bütünün bendeki küçük parçası zamanın başından sonuna nabzın atışıdır ruhumdaki yalnızlık… Gecenin içinde biryerde kimsenin görmediği lezzetli bir gülümseme, parlak bakışlar, kimsesiz dudaklara sahip kadınlar yürümeye devam ederken beni omuriliğimden yakalayıp sımsıkı zincirler ruhumdaki yalnızlık… Gece, güneşi doğururken karlı tepeler birkez daha pembeliğe bürünür kısa süreliğine yalnız ve ölümsüz… |