Sokak aralarından kıyıya kayıyorum buz gibi Omzuma çarpıyor birer ikişer ruhsuz bedenler Tıpkı senin anlattığın hayaletlere benziyor yüzler Geçiyor anlamsızlığın bağrına doğru zaman Emiyor İstanbul’un tüm umudunu yüzsüzler
Vapurdan denizin dalgasına güneşin ışığı Yüreğimdeki kırık aşklar gibi yansıyor Elim cebimden çıksa adımlarım uyacak kalabalığa Arka sokağın arsız kaldırımlarına kir akıtan Geceden kalma alemler sarmış aydınlığını İstanbul’un Yakıyor mavinin güzelliğini şehvetle şeytanın neferleri
Annesinin kucağında meleklere gülümsüyor bir bebek Dilenci bir el uzanıyor kör bir sarhoşa yalvararak Bir kağıt mendile bağlamış hevesini bağırıyor Kirden yüzünü kaybeden çocuk Tıpkı senin anlattığın masaldaki gerçeğe benziyor
Köprüden atılan oltaya yem olmuş can sıkıntısı Ne bekliyorlar ki insanı yutan bu mavi canavardan Boğaz köprüsünde intihar yalnızlığı kokuyor Elli ekmek parasına içilen elma kokulu nargileler İnsanları soğuk soğuk tüketiyor
Bir şarkı dağıtıyor bir anda dalgınlığımı --İstanbulİstanbul olalı görmedi böyle bir aşk.. Ne garip herkes kendi yaşadığı aşkı yaşanılmaz sanıyor Tıpkı senin anlattığın imkansız aşkların sonuna benziyor …
Kafamı kaldırıyorum istemeden Bakışlarım parmak ucuna takılan gözlerine değiyor İstanbulİstanbul olalı bu kadar yalnız kalmadı Dost… Yokluğun çok çabuk hissediliyor İstanbul ağlıyor ardından ben ağlıyorum Daha gemiler seni ayırmadan kıyıdan
Ve İstanbul’un kalabalığı kadar Bir yalnızlık içimde birikiyor
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İSTANBUL'U UĞURLUYORUM... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İSTANBUL'U UĞURLUYORUM... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.