2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1044
Okunma
Tavusun tüylerinin güzelliği aşikâr;
İlahi bir fırçayla kusursuzca boyanmış
Mevlanın hikmetini anlasak ne büyük kâr;
Nâdâna sır olsa da ariflere ayanmış.
Bir tavus, tüylerini yolarken teker teker,
O sırada bir tavuk, geçmektedir oradan.
Yaklaşarak tavusa kardeşim merhaba der;
Hayırdır çıldırdın mı? Akıl versin Yaradan!
Tavusun derdi başka, nerden anlasın tavuk?
Kıymetli elbisesi avcıların hayali
Her kafa taşıyamaz, zümrütle süslü kavuk;
Asalet timsalidir böylesinin her hâli.
Tavuğun hayalidir, tavusun kaçtığı ün
Hedefe varmak için dere tepe aşmıştır!
Darı ambarındaymış rüyasında daha dün;
Tanınmanın derdiyle yıllarca uğraşmıştır!
Ver bana tüylerini, telef etme boş yere;
Bakınsın cümle âlem, takıp takıştırayım!
Pişman olma sonradan desin dursun ne çare;
Beni düşünme sen der, giyip yakıştırayım!
Tavuk alır tüyleri, başlar bir bir takmaya.
Yakıştı mı? diyerek fikir alır tavustan
Acıyan gözleriyle, o da bakar "çakmaya"!
Çirkine yakışır mı altından olsa fistan?
Yürür kendi yoluna, geçilmez havasından
Danışarak iş gören, yolda kalıp inlemez!
Kime zarar gelirse; hevesi, hevâsından;
Kimi belaya koşar, büyük sözü dinlemez!
Yaklaşılmaz yanına, bizim süslü aktristin!
Tavuklar bir bir çatlar, horozlar kalır hayran
Kraliçesi artık; dansın, valsin ve pistin;
Gözdesidir herkesin, lakin dönecek devran!
Valse kaldırır onu, yakışıklı bir horoz;
Bizimki darmadağın. pistte iki dönünce!
Uçuşunca telekler, hemen başlar aforoz;
Alaya alır herkes, şöhret şavkı sönünce!
Artık çok geç olsa da, tavuk anlar tavusu.
Tüh keşke dinleseydi, olmazdı böyle rezil!
Belki binbir şekilde ruha kurulur pusu;
Uy nefsine Muradım,her gün bin kere ezil(!)
Murat CANBOLAT
5.0
100% (5)