Kalabalık bir kazanda ayaklanmıştık Kötü kokuya dayanamazken Etten kemikten “insanlar” dık artık
Yıllardır saklanıyorum Örümcek ağlarından geçilmez bir sandalyenin bacakları arasında
Haydi sobele artık
Devrim arabaları geçti gözlerimin kör yanından Hızları öyle komikti ki
Kaplumbağaların boyunlarına derece sıkıştırdım Hızlanabilecek en son hayvanlardı bile bile
Durup dururken Özgürlük diye seyirdi tüm anahtarlar ellerimde Büyüdükten sonra ölüm ateşini ilk gördüğüm yaylaya çıktım
Hepsi kül Hepsi ateş artığı ayaklarımın dibinde
İnançlarımızın ütopik namazları kılınırken Paris’te şarap içiyordu ruhlarımız Reklamın en iyi yapıldığı Ülkemin dibinden geçemeyeceği kulede Hard rock dinliyordu yeni yetmeler Papazlar tanrı olduklarını ilan ediyordu
Papaz şarap Papaz şarap iç Çok iyi iç Pek iyi iç
“Ey kardeşim sen cücesin Hiçbir cüce tanrıyla yan yana gelemez”
Buyur pantolon paçalarını sıva Günah denizine sok ayaklarını Serin bak dünyaya
Boyumuz yetmiyordu bulutlara Aşağıya bakıyorduk Pamuk tarlalarında Hatice teyzeler pişiyordu üç kuruş için Ayran içiyordu evlatlarımız coca cola yerine kristal olmadığı zamanlarda
“Rüyalarınızı evrende saklıyorum Günü gelince yüzlerinize vuracağım”
Oysaki biz rüya görmüyorduk O bizi görüyordu Kimdi yaratık
Kurduğumuz düşler dahi ucu ucuna yetiyordu bizim Kardeşim harçlığını istiyordu ben onu öpüyordum
Ellerimde kitaplar Yanılgılar Boş umutlar kalıyordu her yüzüme kapanan kapıda
Zindan tünellerinden geçerken Güney dönüşü adlı romanıma başlamıştım Ağır mürekkep kokuları kulak altıma dolunca Artık hep yayılacaktı oradan biliyordum hızla uzaklaşıyordum
“Ben fikir de akılda verdim Kullanacak olan sensin cücem”
Yanlış zamanlarda yaşıyorduk Özel hastaneler dolup taşıyordu Sefillerden fırlayan adam acilin kapısında kemik yalıyordu İnançlarıyla çelişen tüm büyüklere mavi kod diyordum Morg girişindeki ağır kokuları hiçbir yazgıcı yazamıyordu Resmedilemeyen açlık sırtına çocukları alırken Ben Karun çocuklarına kısık sesimle masal okuyordum
“Şimdi dans et cücem Kadınları ikinci plana neden attım sanıyorsun”
Kudurmuş nehirlerden taş çalarak dans ettik Bir mememizden tanrı bir mememizden kimliksizliğimiz emdi Kısalan eteklerimiz günahlarımızı simgeledi
Son kez utanıyorum etimden kemiğimden Yaşamın kutsallığını öldürmek adına ateşleyen tüm parmaklara başkaldırıyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
TANRI ve CÜCELER şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TANRI ve CÜCELER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
cücelere demek gerek aynen öyle.... sen kaç karış boyunla insanlık satmaya kalkışıyorsun önce yularından kurtul sonra gel bana sevmeyi anlat, yaşamayı anlat, özgürlüğü anlat... ruhun yok senin satılmış seni...
...
gözümün önünde bir sürü ucube belirdi, hayrola... ^_^
ben ne sordugunu anlamadım savrukabican ayrıca tırsılacak birşley yok gene ayrıca herkesin düşüncelerini herkes anlayamaz bence bidaha ayrıca bu iş herkesi aşar
Tıpkı, tetikte namlusunu şaşırmayan el gözü gibi.
Akla çok saygımla.
Tara