Belirsizlik, Zaman Denilen Pusu
Ömrümü toplasam elde var bir kaç anı. Ah!
İnsanlar gökyüzünü sevmiyor. Bu yüzden kayboluyor herbiri, topluca ölüyorlar. -Bunu ben aptal bir dünyadır bileyim! Her şeyi başlatan sağanak içinizde sevgiliden tuz tadı. Ben bunu da konuşanı kalmamış bir dil diye/bileyim. Vurun uykuyu, gece büyüsün ve bu masal hızla silinsin günden. Kuşku dursun, şimdi çoğu kez sancıdır gizlenen bize. Oyle işte her hançer kendine bükülür git artık ve bu aşkı ihbar et kaçıp gidecek kalbim olmasın pusulaları kırın, silin haritaları. -Ama ben bunu bilmeyeyim. Yırtılın, çekilin bütün kelimelerden bekliyorum sizi her büyük çalkantıda boynunuzda harflerden bir gerdanlık güvercinlere serpilen gözleriniz yaşamak bir hüznün koyağında sürçerek... Şaşırırım boyuna tanrı da yanılır bir çocuk düşünürken dil çürür, dudak düşer, kan yenilir bir deniz gibi birikir sabah, insandan esen rüzgar tarih burcudur taşa dönüşmüş zaman. -Ben bunu da öldüren ecza diye/bileyim. Bıkmadım beklemekten. Yoruldum belki sarıldığım kin artık bittiyse öfkeyle çözün beni. Dağılın, merak olun sizden sonra gelenler olacak, onlar toplasın parçalarınızı. Ben bunu da şimdilerde yasak anlam bileyim. |