Uzandı...
Uzandı. Başucundaki etejerin çekmecesini açtı. Bulamadı. Bir üst çekmecede olmalı diye geçirdi içinden. Nedense hiçbir zaman en tepedeki ilk tercih olmazdı.
Uzandı. Çekmecenin dibini, arkasını, gizli kalmış açık köşelerini karıştırdı. Geçmişte en büyük sırlarını çekmecelere saklardı. Bir günlük mesela, mesela bir başucu kitabı.. Uzandı. Kendisine herşeyi gösteriyor sandığı gözlüğünü taktı. Kalktı. Başka dünyaları seyreden kardeşini kokladı ve içinde kendisine dair hiçbir şey olmayan düşüncelerini zihnine takıp uzaklaştı. Utandı... Bir küçük çekmece bile ona ait hiçbir şey barındırmıyordu. Umutlarını nereye saklamıştı peki, karanlıklarını hangi çekmecenin saklı gizli açık köşesine sıkıştırmıştı. Düşündü uzaklaşırken. Zihni de aynen bir çekmece gibiydi. Gerekli gereksiz çok şey saklıyor olmalıydı evet. Gerekli gereksiz çok şey saklıyordu ama o saklı kente kendinden hiçbir şey götürmemişti. Kendinden hiçbir şey bulamadı. Kendini kaybederek uzandığı boşlukta uyuyakaldı. Asena Gülsüm Güneş |