Dişi Domuz
Komşumuzun o büyük dişi domuzunu
Yetiştirmeyi nasıl becerdiğini Tanrı bilir: O hinoğlu gizi ne idiyse, gizledi Aynı şekilde Büyük dişi domuzunu – kapatılmıştı ahalinin bakışına, Ödül kurdelesine ve domuz gösterisine. Fakat bir akşam alacasında sorularımız gezintiye yöneltti bizi; Fenerle aydınlatılmış ahırların labirentleri arasından, Domuz ahırının göçmüş kapısının üst sövesinden Şaşkınlıkla bakmak için: Tutumlu çocukların kuruşlarını atabileceği Üstü delikli, gül renkli ve tarlakuşu izli porselen memeli domuz Değildi bu; bir maydanoz halesi içinde Birinci sınıf et ve altın renginde çıtır kavrulmuş deri olarak Yüceltilebilecek, Sırtı kaşağılanacak toy domuz da değildi bu. Sıradan ahır avlularının domuzlarından da değildi. Kir bulaşmış, havayla şişmiş, Burnunun gemisinde dikeni ve yabani otu ağırca çiğneyen Hareket halindeki bir dolgun süt fıçısı da değildi, ki hurda karinasını Etrafını kuşatan, bir batında doğmuş hızlı ayaklı ahmaklar O pembe memelerden bir yudum için Ciyaklayarak durdurabilsin. Hayır. Brobdingnag hacmiyle Siyah gübrede karnı üstü yayılan Muazzam bir dişi domuzdur bu. Şişko kösnül gözleri Düşle örtülü. Hangi kadim domuzluk istemezdi ki Bu büyük domuz anasına Bütünüyle sahip olmayı! Şu dişi domuzun kösnüsüne Apışacak denli enfes, dehşet verici kıllı bir yabandomuzuyla Çarpışmanın koruluğunda lime lime olmuş Atsız, miğferli ve göğsü zırhlı Bir şövalye belirdi hayranlığımızla. Ne ki, ıslık çaldı bizim çiftçi, Sonra, kütletti fıçının ensesine şakacı bir yumrukla. Ve yeşil ağaçlığı kaldırarak Siperlendi domuz, kuru çamur gibi dökülmeye bıraktı efsaneyi, Yavaşça, homurtu üstüne Homurtuyla, titreşen ışıkta yükseldi biçimlendirerek Muazzam açgözlü Bir anıtı, ki bu büyük domuz Mutfak artıklarından oluşan iftarını Arzulasa da geri çevirmişti ve sınırlama hissetmeyince Sulu yal tıkınmaya başladı gene Yedi denizin dalgasıyla ve bütün kıtaların depremiyle. [1957] Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |