Aday
Öncelikle, bizim türden biri misin?
Kullanır mısın Camdan bir gözü, takma dişleri ya da bir koltuk değneğini, Bir teli yahut bir kancayı, Kauçuk memeleri ya da kauçuk bir kasığı, Bir şeyin eksikliğini göstermek için bir ilmiği? Yok, yok mu? Öyleyse Nasıl verebiliriz sana bir şeyi? Kes ağlamayı. Aç ellerini. Boş mu? Boş. Burada işte dolduracağın Bir el ve isteklidir Çay fincanlarını getirmeye ve başağrıları düzlemeye Ve ne söylersen yapmaya. Evlenir misin bununla? Garantilidir Başparmakla kapatmaya gözlerini en nihayetinde Ve hüzünden erimeye. Yeni bir stok mal yapıyoruz tuzdan. Fark ettim büsbütün çıplaksın. Ne dersin bu takım elbiseye – Siyah ve kaskatı, fakat kötü durmadı üstünde. Evlenir misin bununla? Suya dayanıklı, yıpranmaya dayanıklı, dayanıklı Ateşe ve damı delen bombalara. İnan bana, defnederler seni bununla. Sıra kafanda, kusura bakma, bomboş. Fakat bunun çaresi bulunur bende. Gel buraya, tatlım, çık dolaptan dışarı. Peki, buna ne dersin? Kağıt gibi yalın başlarken Fakat yirmi-beş yılda bu kadın gümüş olur, Ellide, altın. Canlı bir oyuncak bebek, nereye baksan. Dikiş dikebilir bu, yemek pişirebilir bu, Konuşabilir bu, konuşabilir, konuşabilir. Çalışabilir bu, bir hatası yoktur bunun. Bir deliğin varsa, yara lapasıdır bu. Gözün varsa, bir resimdir bu. Oğlum, senin son çarendir bu. Evlenmek istersen bununla, evlen bununla, evlen bununla. Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |