Shirley Burnu
Su kulesi tepesinden tuğla hapishaneye
Gümbürder hartama, homurdanır Denizin çöküşü altında. Kar çörekleri yarılır ve savrulur. Bu yıl Sıçrar kızgın dalga Bentlere ve düşer Dağılmış deniz kabuklarından bir yatağa, Buzdan tuzsu bir lapayı bırakarak beyazlatmaya Ninemin kumlu bahçesinde. Burada çamaşırları Dalgalanmış ve buz tutmuş ninem ölmüştür, ki Korurdu evini Paçoz, isterik denizin yapabileceklerine karşı. Bir keresinde fırtına dalgaları fırlatmıştı Mahzen penceresinden içeri gemi kalaslarını; Biçerdöver kuyruklu, mızrak yemiş Köpekbalığı yayılıp kalmıştı sardunya tarhında - İnatçı öğelerin böylesi gizli bir anlaşmasıyla Yıpranmış saplı süpürgesinden bir yumru kaldı. Yirmi yıl sonra Elinden çıktıktan sonra, basar bağrına ev her bir kasvetli Alçı oyuğunda Eflatun yumurta taşlarını: Büyük Kafa’nın Topuzundan doldurulmuş Bağırsak’a Öğütür deniz bu yuvarlakları soğuk taşlığında. Buğday somunlarını Ve elma keklerini soğusun diye bıraktığı O mıhlanmış pencerelerin ardında Kışı geçirmez şimdi kimse. Hırpalanmış İnatçı çakıl burnundan daha fazla Yaşayan ve onca gamlanan Nedir? Dalgaların Fışkıran yadigarları şıkırdatır rüzgârdaki kudasları, Küt boyunlu ördeklerin yüzdüğü boz dalgaları. Bir sevginin emeği, ve heder oldu o emek. Muntazaman yer deniz Shirley Burnu’nda. Kutsanmıştı öldüğünde, ve bulduğum şey Kemiklerdi, kemiklerdi sadece, ellenmiş ve fırlatılmış, Köpek yüzlü bir deniz. Batıyor güneş Boston’un altında, kan kızılı. Senin sevginin kuru memeli taşlara Doldurduğu sütü sağmak isterdim. Dalar siyah ördekler. Ve merhametin sel olup aksa da Ve çare bulsam da, Nineciğim, ev değil ki taşlar En köpüksü güvercine. Kum setine ve kuleye doğru vurur siyah deniz. [1959] Sylvia Plath (1932-1963, ABD) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |