Arıcının Kızı
Ağızlardan bir bahçe. Eflatun, al benekli, kara
Genişçe yayılır büyük çiçek taçları, sıyırırlar kendi ipeklerini arkaya. Gizlice saldırır miskleri, halka halka, Neredeyse soluk alınamayacak denli yoğun bir koku pınarı. Dolanıp durursun redingotunda papazsı Çok memeli kovanların arasında, ey arıların üstadı. Yüreğim ayağının altında, bir taşın bacısı. Trompet gırtlaklar açılır kuş gagalarına. Altın Yağmur Ağacı döker tozlarını. Turuncu ve kızıl çizgili bu küçük kadın odalarında Başını sallar ercikler, baba hanedanlarında Krallar misali güçlüler. Zengindir hava. Bir kraliçelik ki, hiçbir anne yarışamaz onunla – Bir meyve ki, ölümdür tadına bakmak: kara et, kara kabuklar. Bir parmak darlığındaki oyuklarda, yalnız arılar Otururlar çayırlıklar arasında. Bir deliğin ağzına Dayarım gözümü diz çökerek ve bir gözle karşılaşırım Değirmi, yeşil, bir gözyaşı gibi avutulmaz. Baba, damat, bu Paskalya yumurtasında Şeker güllerinin tacı altında Evlenir arı kraliçe yılının kışıyla. [1959] Sylvia Plath (1932- 1963) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy |