Teşekkürler Kalbim Sana..
Gençligimin dallari hep ikindiyi gösteren durmuş bir
yelkovan gibiydi o yillarda yani erken ölümü ve içinde altin tozlariyla agir agir yaz boyunca yapraklari tirse yeşili ve kişin yoktu bilemezsin o küçük saatin karninda sapsari bir çark ne işe yarar tipki kimi sözcükler gibi önce anlaşilmayan ve bir zaman gelir döner başlatir bir şiiri Işte öyle bir şarkiydi Her gün içimde yaşayan yalniz bir japonun küçük bir alanda kirmizi kasim yapraklarini büyüttügü paris’te tuvaletlerinde bile çeyrek le monde sayfalari kullanilan çünkü kalindir kagidi banyolarla dolu ve sartre’in çocukluk anilariyla bir otelde lahmacun cumhuriyetinin üç uyruguyla eski bir rus plagini ilk kez dinlerken bu şarki çantama düşürmüş olmali gelecegin ormanini Sagol yüregim çünkü o ezgi bakir bir şafakta uçarken saatlerce altimda "güneşte sararmiş kemik ve kil ve külle örtülü" ortaasya kentleri ve parti çizgisinde lacivert giysilerle adamlar büyük bir gökyüzü gemisinin lombozlarindan alkol denizinde yüzen daglara bakar bakar donuk gözlerle içimde bir sikinti ne istedigimi bilmiyorum görünmüyor ekimin kayip ülkesi düşünürken habersiz savurdugumuz beyaz bir bulutta seni taşiyordu Bagli kaldi içimdeki japonun da içinde kapkara bir koç o yüzden dolanir durur düşleyerek tanyeri ülkesini ve bekler ne zaman işitacak beyaz duvardaki tüy sarmasigi seher yildizi bekler kil çadirlarda göçer denklerine sikişmiş kara bir çekirge gibi umutsuz bir yarini ve atlara eger örgütleyen kolan durmadan dagilir gider gene de iner mahmuz kan içinde bir hint horozunun gözlerine kararir ortalik nerede başaklar ve yanilmiyorsam tipki böyle bir zamanda yüregin kanatlari bir tele çarpar eski bir şarkiyla Çark döner tamamlar şiirimizi. |