PERA'LI BİR AŞK İÇİN GAZEL
Merhaba güzelim, bak nasıl doldurdu
-Dur önce şu sigaramı yakayım- Kırmızı bir güneş bardağımızı Dışarda kararan rum kilisesinin Gürültüyü yapraklara çeviren Çan sesleriyle yüklü ve karmakarışık Saatlerden geçiyoruz umut, ayrılık Günleri. Yüzünün gülü kapalı Acı eylül geçiyor köklerimizden -Sanırım değişen bir şey olmalı- Biliyoruz öğle sonu mavi perdesi Gözlerinin yıldızıyla ışıyan -Dur güzelim yüzüne dokunacağım- Ve aklı yetmeyen tarlakuşuna Öpüşlerle derinleşen bir halı Yeni gelin bahçeleri dokuyan -Bu kör eylül karanlığından uzak- Bir ölümsüz yaz ülkesi olmalı Çıkalım buradan hemen gidelim -Ben önce şu hesabı vereyim- Avluda fatihin ormanlarından Kesilmiş çamlara bakan rum yetim İçimi yalnızlıkla dolduruyor Kapıda sadakor bir dalgınlığın Ardından bize bakan şu delikanlı -Nasıl benim gençliğime benziyor- Şiirimiz bitince ve solduğunda Sarı gül yaprağına yazdığım divan Alıp götürecek bir sahaf olmalı |