Gecenin Şiiri
Sanki şiir-burcundan âşk ve ışık akıyor
Sanki ulvi bir âteş kandilleri yakıyor Sanki bütün suretler aynaya resmedilmiş Sanki göğün esrarı cihan mülkünü silmiş Sanki Nâs duasını ezberliyor karınca Sanki çığlık kopacak gün sabaha varınca Sanki düş-kumaşını yırtıyor yarasalar Sanki ölümsüzlüğü öğretiyor yasalar Sanki kuşluk vaktinde dağlarda kurt uluyor Sanki çölün Mecnûn’u, Leylâ’sını buluyor Sanki sâba faslını fısıldıyor nehirler Sanki gül yağmuruyla arınıyor şehirler Sanki eleğimsağma kuşatmış dağı-taşı Sanki kutlu bir sefer öncesinin telaşı Sanki esir sûfîler hu çekiyor derinden Sanki göç hazırlığı, gün doğmadan, erinden Sanki bir kuş ordusu uçuyor mâverâya Sanki Nuh’un gemisi yanaşıyor karaya Sanki levh-i mahfuza kaderler yazılıyor Sanki kûn hitabının hikmeti seziliyor Sanki hüküm-saati işliyor sessiz-suskun Sanki arşı bürümüş, tarifsiz, aşkın-efsun Sanki tekrarlanıyor Sâd ve İsra sûresi Sanki tavaf halinde dönüyor yerküresi Sanki gizli bir niyaz buzdağını deliyor Sanki tüm münâdiler esenlik müjdeliyor Sanki Sümeyye gibi bu çağın öleni var Sanki arz ve semada diriliş şöleni var Sanki vedâ-gecesi, üzüntünün, elemin Sanki öte-çağrısı yüceltilmiş Kalem’in Sanki yenileniyor ne varsa söze dair Sanki çözmek üzredir oluş sırrını şair! |