Oryantalist Bir Hüzün
Karanlık, mavi göğü çatlatan ışık gibi,
Bir şimşek gelip geçer ebruların üstünden Çözülür ivmesinden eşyanın yerçekimi, Şaşakalır, susarım kırık aynalarda ben. Yorgun düşlerimizde unutuş yalnızlığı, Buruk bir nostaljidir hülyamız heybemizde. Vitrinlerde lazer-kurgu versiyon Biraz lâtin, biraz slav, biraz yunan Çağ/lar geçer kubbelerin altın/dan.. Bir zamanlar otağda Parçalanmaz bir küldük, İpi kopmuş tespih gibi Sokaklara döküldük. Hünkâr mahfilinde Michael Jackson, Sahaflarda Nastassia Kinski.. Sar/kaçlanır aşkın son utangaçlığı, Bir gül kadar yoğun, ilk gün kadar eski. Terk edilmiş avluda, Sırra kadem ihtiyar, Erenler dergâhında Bu akşam resital var. Kim açtı kapısını kırkıncı odamızın? Gözegeldi ansızın o hayal sarraflığı Baharatlı edalar gülümser dükkânlarda, Büyünün simyası yitik saflığı. Issız şadırvanlarda Çırpınan kuş/kanadı Ezgin çıktı Hâfız’a "Ayışığı sonatı" Yeni masallar uyduramaz artık Şehrazat, Ve kılıçtan geçirilir körpe şafaklar Sibernetik, multivizyon..elif/lâm/râ.. Kodlanır bilgisayarlara hafızamız ve sonra Dağılır kar tozlağı gibi uçuruma hatıramız. Semazenler seyreder şehrin semalarında, Saklar efsanemizi sırça-efsun şamdanlar Beyazcamda bin çizik, arsız video-klip, İncelir kırk yerinden ve kopar ip! Bir dûaya sığınır Çılgın düşleri güzün, Kün/feyekûn bâbında Oryantalist bir hüzün! |