Şiiri Yazılamayan Şehir
Gökçe atlar üstünde fethe uçan cihangir:
Bu pürfüsun şehire nasıl yazılır şiir? Bir masal diyarının gölge-ışık Kaf’ını Kalem çizebilir mi mânâ fotoğrafını? Medine-i fâzıla, kutsanmış dersaadet İstanbul sevda gibi, ölüm gibi mücerret Yakamoz şehrâyini, tılsımlı, aşkın-verâ Sözle şerh edilemez bu ilâhî manzara Sanatın bütün sırrı mazmun olsa yine zor İstanbul nûr revnakı, İstanbul bir metafor İstanbul şiiristan, bedestân pazarıdır İstanbul, mâverâya dervîşân nazarıdır İstanbul taç-neşide, ona remz olan lâle Dökülür gökyüzünden bediî bir şelâle Aşkbaz suzidîlâra, raks eder leyl ü nehar İstanbul âteşefruz, erguvanî nevbahar O bir teşbîh-i belîğ, hüsne ad olan gazel İstanbul güzelliğin hayran kaldığı güzel Efsaneler sultanı dalmış ulvî-uykuya İstanbul, lâmekânda ruhun gördüğü rüya. |