Bülbül
Bülbül
Çile yumağı gönlüm, ne ucu var, ne dibi. Hangi gazap inerde, bilmem nasıl uslanır ? Tüm göklerin hışmının, tapulu malı gibi , Ya rüzgârda savrulur, ya yağmurda ıslanır. Yine aymaz bir yola başını satmış bahar , Benzersiz bir hazan var bu sükûtu ikrarda , Laf anlamaz, manadan yoksun içimdeki har , Ya perdeler çok kalın ya bülbül de firarda. Bahtsız çilekeş kuşu, semavi iklimlerin, Bir kez çınlasın kubbem, bari sen bir ses ver de. Sonunda ışık yok mu, tükenmez büklümlerin, Çorakta açtırdığın solmaz güllerin nerde. Alem yasta mı bu gün, kainat neden durgun? Fırtınalar koparken bir damlacık deryanda. Düşün kaçıncı hazan, düşün kaçıncı vurgun? Gonca bir yanda ağlar düşen yaprak bir yanda. Sendemi nasiplendin, iflah etmez talandan, Eyvah ki, hem ne eyvah, ikimizin bu kader. Ne bıraktık geride, ne umarız kalandan? Belli ki, sahibimiz bir hazanı mukadder. İşle hicranlarını, mahir ustalara eş, Meçhul bir güne daha düşerken izlerimiz , Kendi karanlığına son kez batarken güneş. Evladı ölmüş gibi dalarken gözlerimiz. Şefik Tiryaki |