Eylül
Eylül
Ne bahardan meltem bu, ne yazdan sıcak nefes, Son güzün hırçın yeli es, bildiğin gibi es. Bulutların üstünden göç var diyorsa bir ses, -Ben sana gelemesem bilirim sen gelirsin, -Ben seni tanıyorum, sende beni bilirsin. Aynı denizde köpük, aynı dalga da salız, Aynı rüzgârda yaprak, aynı yağmura malız, Aynı derde amele, aynı yüke hamalız. -Yazı yüreğimizde, sürülsek de fizan’a, -Ben sana yazılmışım. Eylül, sende hazana. Her satırda sonbahar izi var izimizde, Ya gömdük içimize, ya yattı dizimizde. Sağlam hamurdanmışız, dayandık ikimizde. -Biz kaldık hazanların iftiharı medarı, -Ben mevsimlik bağbanı, sen yerli türbedarı. Daha gülün tohumu düşmeden bağımıza Sel basmış ovamızı, kar yağmış dağımıza Değirmen kurmuş kader en güzel çağımıza, -Mendilimizi sıkıp nasıl da döndürmüşüz, -Tan yerini öğütmüş, güneşi söndürmüşüz. Bilmiyorum kaç kere bütün yılları silip, Kaç kez bahar aradım, cehennemlere inip. Züleyha’nın gözüne bakıyorum zannedip, -Çayanın kıskacıymış gözlerimi astığım, -Kirpiğim kımıldasa kan süzülür yastığım. Gözden akan yaş mısın, kan mısın yoksa irin? Leyla mısın ey eylül, aslı mı yahut şirin? Mecnun-u mutlak beşer, hepsi senin esirin, -Kollarına koşarlar, hepsi bir bir solsa da, -Zahir tek bahar sensin, başında son olsa da. Ne yağmur yağdı eylül, tut ki ne de ıslandık. Ucu açık bir yoldu, son tepeye yaslandık, Gurubu kucaklayan dağlar gibi paslandık. -Hangi tarafa dönsek bin kızıl bir desenden -Nakış’ı benden eylül, Hak bilir birde senden. Dünyanın düzeninde ne ebat var ne boyut, Tüm baharlar görece ve tüm çiçekler soyut. Ninni söyle sonsuzluk, beni dizinde uyut. -Gün olsak menzilimiz madem güneş batımı, -Ne fark eder bir asır, ya da bir ok atımı. Yapraklar mı emanet, rüzgâr mı itaatsiz? Bulutlar mı çok dolu, yağmurlar mı saatsiz? Ömür mü kısa geldi, zaman mı kanaatsiz? -Nelerin başlangıcı bitenlerin son demi? -Eylül! Bu soruların cevapları sende mi? Yağmur iklimlerinin gelmişse son sapağı, Ne yastık ister başım, ne elyaf ne yapağı, Bir siyah tülbent gibi göklerin göz kapağı, -Çekilirken üstüme; ölüm dediklerinden, -İçmeye geldim eylül, nemli kirpiklerinden. Şefik Tiryaki |
kaleminiz var olsun