Çok Güzel Resmini Gönderme
Kısa bir vedaya sığındı bu kez ayrılık
Ekşimsi bir konuşmanın ardına. Küçük bir koşuşturmaca ve sonrasında kocaman sessizlik Yalan dünyanın yalancı duygusu oluyordu aşk tüm gerçekliğiyle. Gönülleri kanatan en güzel gülün dikeniydi Gözleri yaşartan iki yalnız yüreğin sahte gülüşleriydi. “Bugünde gülmekten gözlerim yaşardı” derken şair aslında Şiirinin hüznüne ortak olma gayretindeydi. Onu yazmadan önce, yaşama gayretindeydi. Tehcir ediliyordu aşk bir gönülden bambaşka bir hayata. Yolda ölmesi gerekenler vardı; Gerekenler ölmedi Ölümler gerekmedi. Yorgundu yaşına göre, adı çiçekti; Bayat ekmek tadı veriyordu hayat Annesinin yaptığı tatlıya rağmen. “Neredeydin sen” derken şair aslında Şiirinin sözüne erme gayretindeydi. Onu bulmadan önce, arama gayretindeydi. Bir gün asacak yalnızlığı, kendini aşk’ın darağacına. Terk-i diyarın adı olacak mutluluk, yalnızlık can çekişirken. Mezarlığın titreten sessizliği tenine uzak kalacak Şen şakrak bir sevdaya kucak açacak kolları. Taşlara kazınacak çiçeğin adı Günebakanlar seyredecek güneşi kıskandıran gülüşünü. “Mutlu eden bir şey daha buldum” derken şair aslında Şiirinin sesine ses katma gayretindeydi. Onu haykırmadan önce, duyma gayretindeydi. Yürekleri yakar bir aşk, mana sınırlarının ötesinde Uzanan eller hayallere dokunur, gezinirken boşlukta. Saçların telleri esen rüzgarla okşar yüzleri, Bazen dümdüz, bazen dalga dalga. Sonsuzluğa giderken adım adım; Sadece sıcak dokunuşların olmadığı, Mesafelerin anlam kazandığı Uçsuz bucaksız bir sevda sarar benlikleri. “Çok güzel resmini gönderme” derken şair aslında Şiirinin yüzünde kendini bulma gayretindeydi. Onu görmeden önce, sevme gayretindeydi. İsmail ALTIN |
Annesinin yaptığı tatlıya rağmen
çok tatlı bu ya:)
yüreğine sevgim ile
lamour