Habersiz
Her yerde, her şey de karşıma çıkarıyor kader seni, bilmiyorsun
Bir kış meyvesinin kabuğunda Kokusunda Tadında Acı bir tat damaklarımda Soyulmuş, çırılçıplak Sen bu meyvenin tadını bilmiyorsun Kitapların sayfalarında seni kokluyorum, bilmiyorsun Cümlelerinde Kelimelerinde Harf harf Nokta nokta Derin bir iz var yaprağında Yırtılmış, simsiyah Sen bu şiirin aslını bilmiyorsun Artık daha çok duyuyor kalbim, bilmiyorsun Gecelerde dinlediğin şarkılarını Yıldızlar getiriyor bana Yüreğimin evleri harap olurken Her notasında Ben seni dinliyorum hala Sen bu ela türkü nasıl yazıldı bilmiyorsun Nakış nakış ördüm gözlerini bilmiyorsun Zihnimin en kuytularına Heyelanlar vurdu toprağıma Su olsan ya, dupduru Berrak Akmazlara sürülmüş yaprağıma Sessizlikten kurumuş boğazı Çatlamış dudakları bilmiyorsun Bir tek şiirim var şimdi, senden öte, bilmiyorsun Kıt’alar Dizeler Bir de şair Kalemini kırmışlar Başının üzerinde sayfalar, parmağında kağıt kesiği Sen bu kitabın sonunu bilmiyorsun Çağlar aştım seninle bilmiyorsun Artık küçük değil adımlarım Bir dev gibi büyüyorum Ayağımda yeryüzü Başım dağlar kuşanmış Sen bu sevdanın aslını bilmiyorsun. İsmail Altın |