Akasya
-Akasya’ya
Adını dizdim satır başlarına Kırmızı, bazen mavi Ardınsıra sayıkladığım masalsı sancılarımda Seni anlattım rengarenk, tüm grisine hayatın Yad ettim ellere saçlarını Avuçlarımda sakladım/da tel tel Mihri kıskanıp batmasın sarısından Belki bir Neşet, bir Mecnun gibi yanmadım Vazgeçmedim senli kaldırımları adımlamaktan Senden sonra uzayan yollarım oldu Sırdı gözlerin Matemimde saklı hayallerim Sebebimdi akasya ve kırılgan yüreklerde kocamıştı aşk Duvarlarda raks etmez miydi gülüşünün izleri Belki yıldızları toplayamadım avuçlarına ama Efkarımda dinlendirdim güneşi Hep aydınlansın diye gözlerinin buğusu Belki sarmadı dört bir yanı vuslatın ateşi ama Buz kesti elvedalar, çekip gitmeler Bir gözyaşı, bir sitem getirmez miydi seni Şehir şehir aradım, yol yol izini Dalıp gittiğimiz pencere önlerinde Uyuyakaldığımız akasyanın gölgesinde Belki ırmaklar gibi çağlamadım sana, ama Mühim değil/di yaşamak ayaklarıma batan çakıl taşlarıyla Gözlerin olmadan Kökünü salmış akasya Belki o kadar da acılı değil söylenenler Sahi hazır mıydın yürek yakan şarkılara Naif şiirlerde saklı adını Aradın mı hiç? Okumayı bilmezken Kaderimdi akasya Gölgesinde üşüdüğüm İsmail Altın |
Şair bir insan, böyle içten yazılan bir şiir okudumu daha da şairleşiyor...
Şiir sevdik, şiir yazdık, şiir okuduk...
...................................... Saygı ve selamla..