Dinlenilmemek Dinlenememek Olur Ey Kuş
Dinlenilmemek Dinlenememek Olur Ey Kuş!
resmetsem olmaz harbi sağlam yumruk bu göğsüme tutunan son bir köz ve yağmurun ince dalgası denizlerimde kımıl kımıl özleyen bir çocuğum ben sadece camın arkasında oturup argo bir sigara yakan hayata belki çamurdur bunca yürüdüğüm yol belki sakidir sahici sunduğum sarhoşluğumun ümitlendiği akşamlarda kendine doğru kıvrılan öksüz bir suyum saçlarım yukarı doğru uzar benim allahım sanma ki biliyorum, suçsuz muyum çekil önümden, sana bu gece yorgan olmayacağım, ey ölüm beni eskilere itekleyen o sesin yok mu, gömüldüğüm ağzımı dayayıp iç çektiğim o kalbin yok mu, sömürdüğün bir rüya ortasında balık tutuyorum, balıklar ağımda kördüğüm çekip almak istesem seni benden utanırım diye kendimle aşk, övündüğüm sokaklar ekmek için, ekmek için sokaklar başka dağlardan iniyor kuşlarım hep başka günlerden acı çekiyorum bir de farklı seviyoruz deyişin yok mu, çok güceniyorum güvendiğim için sana dün gece ettiğim telefon ortasında kan türetip üstüne üstlük susuyorum - susmak durmakla sevişme pahasına şimdi hangi rüzgara dönüyorum bilemiyorum cebimden üç şey çıkar çıksa çıksa ama söylemem ne olduklarını, sen tasarla sen anla beni bir güneşin yağında duran kavrulmuş ayak gibi yürümediğim yollar kovalarken gölgemi sessizlikten mi sensizlikten mi kelebek olurum bir günlük ömrüm kalır, kesin o sıra yıldızlar kaç tane say, öyle gel kendine benimle konuş yıldızlar kaç tane ay, bir soru yağmurunda bin güneş kaç papatya eder, öyle benimle konuş bir vurmaz iki duyar ihtiyarsam kendinle öyle durul bulaşığını yıkadım hayatın, sofram bu bil de kurul. kadınlığım yırtıldı o da olursa sevmiyorum olur, anca budur söylediklerin, hep söylediklerin bir ağacın esnediği ormanlara ancak duyulur gerçi geçerliliği yok hüzünlerin açmadığın dalda bir fincan kahve molası, uzun bir yol daha ve ardından küsmüşler okulunda aklım öğrenci hala git desem kal, kal desem gidersin nasılsa ok tutmayı bilsem yapacağım bu işi bir elma dişleyişin bir saç tarayışın bir yıkanışın arındırmıyorsa sevmemeyi bir farkı yoktur yorulan onca atla tanrı seni takmıyorsa fişini çek bildiğim budur, bir dediğim tek gerçek çok düşünürüm biliyorsun yeni bir renk arar gibi ararken ben seni kaybolduğun izlerde buldum hatırayı kestim ellerimle kestim ellerini kestim ah niye gittin diye sormuyorum ah niye ben sadece ben niye ben bittim ama artığı yok, ama artık yok geçti daha dün gece anlatmamış mıydım sana, bu kediler burada üşür diye çöplerin ortasına bıraktım kendimi, bu gün de böyle bitti! Payanda |
daha dün anlatmış şair:
"çare arardım bakışlarından dökülen kedilere"
bu yüzden o kediler orada üşür.
bırakma.