YIKIMLIK EV
[ itKan ter içindeyim. Soluk soluğa yetiştirmenin çabasındayım.Koştururken boş duruyor buluyorum kendimi hep. Neticesiz… Kollarım bacaklarım kopuncaya kadar boş duruyorum hâlbuki ve farkında bile değilim; oysa ki dinlenmek için değil yorulmak için kenarda oturuyorum ben. Epeydir kokusunu duyamadığım yasemin çiçeği kokusu kadar yoğunum; dingin ve yorgun. Açık sarı müstakil evler kadar yıpranmışlık ve yaşanmışlık kokuyor buluyorum kendimi her dinlenişimde.Bu neyin ko(r)kusuysa çok keskin biliyorum; başımı ağrıtacak denli üstelik.Aklıma ünlenişi geliyor her hangi bir birinin; hepsi o sarı evlerden sokağa taşan ve hepsi artık herhangi birisi, olan o kişilerin ünlenişleri...Duymuyorum artık. Artık dut ağaçlarının çiçekleriyle karşılanan o baharlar da herhangi bir an benim için. Kestiremediğim, buğulu bir an artık her şey, an,kişi… Kaç kişiydim, ne ara bu kadar azaldı sayım bilemiyorum. Her Bir’im,hayatımdan kayan her bir insanla birlikte kayıp gitti göğümden. Ağaç dinginliği arıyorken buluyorum kendimi her yazıda her yorgunluğumda son zamanlarda sanki her anımda alik ]
|