Devlet-i Ebed Müddet
Battı diyorlar, ama bir gün yine doğacak,
Er-geç ışık gelip karanlıkları boğacak... Saracak nûr üstüne nûr arzı dörtbir yandan, Kurtulacak insanlık şu binbir hafakandan; Göz yaşından rahmet bulutları çelik-çavak, Her yana inci inci damlalar yağdıracak. Bütün ölüler dirilip çıkacak mezardan, Ellerinde bir demet gül bu yeni bahardan... Sonra bir bir ölüm çukurlarını geçecek, Varıp Hızır’la o sırlı halvete erecek; Dudaklarında pırıl pırıl kâseler nurdan, İçecekler "âb-ı hayat" fışkıran pınardan. Îmânı, aşkı, ümidiyle tam şahlanarak, Ve bendine sığmayan sel gibi çağlayarak, Bir yep yeni dirilişe doğru bütün millet... Dillerde kudsî türkü "Devlet-i ebed müddet" Kasvet dolu son bir devreyi daha aşacak Ruhların beklediği zirveye ulaşacak... Hiç durma yürü gönlünde nûr, dilde hikmet Yolun sonuna az kaldı; hele biraz gayret!. Kıvran daha bir süre düşünce azâbıyla! Ve rûhunda duyduklarının ızdırâbıyla, Yüksel Sonsuz’a doğru ve milleti de yükselt! Yükselt ki, biraz ilerde tarih-i şehâmet... |