Yolları ve Yolumuz
Pür heyecân yollarda
Ümît, korku ardarda Koşuyoruz durmadan Bir lâhza ayrılmadan Rengârenk hülyâlarla Billûrdan rüyâlarla... İnançla gerilerek Kabre girinceye dek Azmettik dönmemeye Dönmektense ölmeye! Dünyâyı terkederek Ukbâdan vazgeçerek Acz u fakr kanadıyla Câna can Hak yâdıyla Şevke açık sîneler Bizler o tâlihliler... Yığınlar sürünüyor Düşe-kalka yürüyor Başsız gövdeler hepsi Ne fikri var ne hissi Şeytanı çok, meleksiz İlhâmları nesebsiz Düşünce, düşürüyor Hep boşluğa sürüyor Sînesinde yok îmân Bilgisi sırf bir gümân Akla takılıp kalmış Mantığıyla aldanmış... İç âlemi sis duman Zannınca koca ummân Bir damlada boğulmuş Yürümeden yorulmuş... Senin hâlin bir ihsân Yolun Hak yolu inan Eğil rûhunu dinle Yer-gök bütün seninle İftihârda berâber Haber veren peygamber... Bak şu aydınlık yola Nurlularla kolkola Hep kendi kendimize Yollar uzuyor öze... Yer yer tozuyor yollar Yollarda sâdık kullar Korksalar da azıcık Ümît kapısı açık Düşer yine kalkarlar Kalkar O’nu ararlar... Bir yerde karışıklık Olsa, gelir bir ışık Karanlığı delerek Teessüs eder âhenk.. |