Vuslat
Ömrünü bitevî Dost yolunda yaşayanlar,
Ruhlarinda her lâhza bir başka zevk duyarlar. Hülyâlarina akan binbir manâyla tutkun, Bilmezler geceyi-gündüzü sanki hep meftûn. Her mevsim bir bahar, her ses bir bülbül nağmesi, Bu tatlı rüyâda her taraf Cennet bahçesi. Yamaçları kar-kış bilmez, rengârenk çiçekler, Yapraklarda cilve çakar, ötüşür böcekler. Bu bitmeyen koroda başka şey işitilmez; Burada güller solmaz, bu bahçe hazan bilmez. Gökler pırıl pırıl, bir sonsuz ilmin hecesi, Sevdâlı hülyaların büyülü bilmecesi. İnsan bir kez bu ışık ikliminde yaşasa, Esip Sonsuz’un meltemleri de rûhunu sarsa; Sermest olur, O bilinmezin râyihasiyle, Coşar ve nâra atar elinde kâsesiyle. Hiç kanmayan meykeşler gibi içtikçe içer, Rûhunu saran manâ ile kendinden geçer... Duyduğu her yeni hazla bir başka hâl alır; İnsan bu zevk için dünyada kalır. Şevk onları coşturduğu demlerde öteden, Cennet’e erer başlari olduklari yerden. |