...
Laleler açınca şehre bir gece vakti..
Renkler alazlanır kokularında Tül perdeler gibi saydam avuçlarımda Hüzün nefessiz diz çökmüşken Zakiri beyinler de kedere hükmeder Kabuğunu yırtar asuman can hıraş Kazıdıkça emer kanını topraktan Pay vermez astarsızlığına yüzümüz Düşürür içinden beyhude sözleri Eserken rüzgâr lalenin güzelliğinde Çağırırken vuslat koynun da büyüttüğünü Tevazuyu bırakmışken elden mehveş Karanlığa gömülür şehrim yüzünle Kırılır ışık izbe huzmelerinde Kırmızıda pembe aşkı belki Meşk ederken zevk/i sefada kurşuni bakışlar Savururken saçlarını bellerine mütemadiyen Soyunur hücre hücre teslimiyet Yakarken rüzgâr ateşi Sen kokar gölgelerin şiirlerinde Gece susarken düş bozumu mevsimde Zehir zakkum ağlayacakmı çiçekler Alı mora dolanmış çığlıklarda Kan yakacak gırtlağını Dokunacak namahrem el tene Tövbeler bir bir isyan bayrağını çekerken Şafak yerinden çıkacak can hıraş /Gölge düşecek adım başı ,tohum tutacak eller toz toprak kokacak ellerim tut-sana/ |