masum bir çocuğun hikayesi..
Acı ve hüzün bana bakıyordu,gülümsüyordu,
Bazen bir yolcu oluyordu,yolunu bulamıyordu, Bazende kendini arıyordu,ama hep kayboluyordu, sevinçlerini yaşayamıyordu, denizin mistik kokan derinliklerine dalıp dalıp kayboluyordu.. oysa o güneşin çocuğuydu hüzünlü olsa bile mutluydu, parlayan bir yıldızdı,çevresine devamlı ışık saçıyordu. Yüzündeki mutlu yaşamı hep paylaşıyordu,acıları ise hep bir yere bırakır onsuz yaşamaya çalışırdı... O derin bir yitikti,o güneşin çocuğuydu hüzünlü yaşayamazdı... hayalerini düşlerinde yaşıyordu, o yitik sözcüklere hep orada bir anlam veriyordu, herzaman mutlu bir tablo çiziyordu oysa o hep mutsuzdu.. karamsarlık ve elemli yalnızlık yüzünden eksik olmuyordu,onunla yaşıyordu,onunla kalkıyordu, O güneşin çocuğuydu,sessiz zamanların sesi oluyordu, yalnızlıkların mutlu gölgesi,soğuk gecelerin mehtabı oluyordu, sonbaharı terkeden,baharın başlangıcı oluyordu... Gündüz ağlamazdı,oysa o hep gece ağlardı, derin derin ağlardı,kimseler göremezdi, gözyaşları bir sel olup bize akardı, ama ne olursa olsun yaşamın gülümseyen yüzü olduğunu unutmazdı, O güneşin çocuğuydu,aşklarıyla,acılarıyla,hüzünlü bakışlarıyla bize mutlu bir yarın olmaya,hayalerimize girmeye devam edecekti... O güneşin çocuğuydu,çünkü bizi derin bir maviliğin ortasında rüzgarın uğultusu ile bir başımıza bırakamazdı... O kadim diyarların hüzün kokan sessizliğiydi,hüzünle hüzünlenen,kederle kederlenen,aşkla şahlanan,ağlayan ile ağlayan,masum bir çocuktu, yüzündeki çizgili tebesüm hiç bitmiyordu, ÇÜNKÜ O GÜNEŞİN ÇOCUĞUYDU.. |