İstanbul Türküleri
İstanbul iki yaka, tek kainat güzeli
Sevgiye mazhar olmuş her asırda, her çağda. Bizans oyunlarına içlenmiş olacak ki Türk mühürü vurulmuş mübarek toprağına. Muharip kadırgalar aşarken tepeleri Zafer için doğmuştu, cengaver neferleri. Surlarda yankılanan Fatih’in top sesleri İlham verir gün boyu, her Türk’ün dimağına. Alimler suhuletle yıkarken tabuları İhtisas sahipleri meşveretlere daldı. İstanbul yedi tepe üstüne tasarlandı. Seyrine doyum olmaz, tan yeri ağarınca. Külliyeleri mahir, zindanları lanetli Aya, güneşe bakar, sarayları, köşkleri. Ruhumu ferahlatır, endemik bahçeleri Buram buram gül kokar, ikindi sıcağında. Siyasilere nispet, uysal bir havası var Roman havası çalar, Teke zortlatması var. Seymenler halay çeker, Efeler horon kurar Şevk katar güzelleri, yarenler kervanına. Çileli, garip yüzler, doldurmuş varoşları. Tornacı, çerçi, hamal, amele, usta başı Kiminde şark çıbanı, kiminin gözü yaşlı Ozanlar Türkü yakar, yurdun her bucağına. Bu diyarda buluşur, deniz aşırı yollar İskeleleri mezgit, bağları nergis kokar. Mistik kokulu tarih, akustik dalgalarla Uçuşur yelkenliler martılara Boğaz’da. Suları yarar iken, Güzel Hisar vapuru Bir yanda Haydarpaşa, bir yanda Sarayburnu Otağını kuranlar, Cihana sığmıyordu Fetihler destanlaşır, her Türk’ün ocağında. İstanbul; mağrur şehrim; bunca hikmetler, sırlar... Gezdim Halep’i, Şam’ı, senden kopan tarumar! Akdeniz epey puslu, Yemen’in sancısı var Hasrettir mazlum iller, şanlı TÜRK BAYRAĞINA! Topkapı Sarayı 2009 Ömer Çelik |