Bu Kente
Bu kente yine vakitsiz karlar yağdı..
Karla kaplı hüzünler çöktü gözlerime, Oyuncaklardan yaptığım hayallerim kırıldı. Suya düştü anılarım, Zamansız sulandı çorak bedenim. Sarardı son’baharımın lezzetsiz ümitleri, Yazdan kalma mutluluklar doldu yüreğime. Yorgunluklarla sırtıma aldığım harfler, Üç’e böldü yalnızlığımı... Aradım çıkmaz sokaklarda , Kaybettiğim zamanlarımı. Tebessümler eskittim eskimiş caddelerde, Susmalarımla ağladı duraklar. Kalbimin ince şeridini sol’ladı otobüsler, Arta kalmış kelimelerle yetindim. Eksilttim aşkı cümlelerimden, Çıkarttım zamansız yağan karları takvimimden. Ağladım , sulandım ve büyüdüm.. Bu kente yine vakitsiz ayrılıklar yağdı.. Ayrı limanların suskun yolcuları bindi, Adressiz yol alan gemilere. Kayıplarda buluşamamak üzere, Doldurdurlar bavullarına boş hayalleri. Yüklediler fırtınalara adressizliği, Yıkılmış kentlerden yıkılmış kentlere gidiyordu. Hasret bir bıçak gibi kesiyordu, Yalnızlığın arşa çekilmiş yelkenlerini. Müptelası olduğum kelimeler, Ayrılığa intihar edip , aşka gebe kalıyordu. ’’Bir aşk bir kayıp demekti şimdi bir söz bin yalnızlıkla eş değerdi’’ Oysa kalmak varken gitmek neydi ? Kalmanın en sessiz yanından sustu, Dilimden söktüğüm çığlıklarım. Gitmelere gidiyordu işte, Kavuşamamak üzere...buluşamamak üzere... Bu kente şimdi vakitsiz ’aşk’lar yağıyor.. Susuz yollarda uzaklara dalıyor gözlerim, Hasretinden daldığım derin sulara. Yalnızlık kalkıyor seferimden, Gemiler yok , liman boş. Ayrılıkta çekti elini üzerimden, Yağmıyor artık üstüme gece. Bu yağmurlarda ıslatmıyor beni.. Takvimler Şubat’ın 16’sını gösteriyor, Bir yıldız düşüyor yüreğime. Bir aşk kayıyor en derin köşeme, Doğuruyor gebe kalan aşkları zaman. Mutluluk perdesi açılıyor bu şehirde, Sahne şimdi bizim sevdiğim.. Gelişinle toparlandı kaybettiğim aklım, Gelişinle buldu kendini düşürdüğüm kimlikliğim. Şimdi tek bir adrese doğru koşuyorum, Tek bir yönüm var gidilecek. Kalbinin hassas odalarında, Seyretmek güneşin batışını. İzlemek tüm zevkiyle dolunayı. Yağacak bütün aşklara , ayrılıklara, Göğüs germek. Fırtınalarda tutuşmak elele, Parlak bir gelecek sermek önümüze. Eşsiz mutluluklara koşmak birlikte, Doyumsuz tadlar yaşamak.. Adına aşk denen bu şeyi özleştimek uğruna, Kavgalara girmek bu kentte kendinle. Bir iç savaş vermek gerekirse, Hesapsız vermek karşılığını bu aşkın; Adımıza yakışır bir şekilde... Bu Kente / Alican Yıldırım 12.03.2011 |