Bizsizlik
Meğer ne kadar çok sen varmış;
Bir ben içinde.. Yaşadığım onca yalnızlığı ’’bensizlik’’ sanardım hep, Gün geldi anladım ki; ’’sensizlik’’miş yaşadığım. Onca arayış, onca kaçış, hep kendimdenmiş, Kendimi bulma çabasıymış; Saklandığım tüm delikler. Anlamsızlıkmış kendimden kaçmam, saklanmam.. Çaresizlik sarmış umutlarımı, Yıkılmış hayallerim. Bir ben kalmışım onca yaşanmışlığın ardında. İsmim belli değil, cismim belli değil, Aç karnına yediğim yeminler, verilen sözler; Senden kalan tek hatıraymış acıyan sol yanıma.. Tükeniyor umutlarım, zaman daralıyor, Kayboluyorum düş’ler ormanında. Bir tabut saplanıyor kalbime, Bir ölü doğuyor, tükenmişcesine her şeyden. Bir ağıt sesleniyor geceye suskunluğumdan yapılma, Kelepçe vuruluyor gözlerime; Hüzünlü bir çalgı oluyor ağzım. Dudaklarımda sersefil bir yalnızlığın melodileri, Ellerimde avuçlarımdan kalma yalanlar. Nasıl sığdırmışım seni bu küçük ömre, Nasıl aldanmışım sana, yalanlarına. Şimdi söküp atma zamanı seni kendimden, Kendime göçme zamanı. Veda etmeliyim aşka, ayrılıklara ve sana; ’’Sensizlik’’ten ölmeliyim, doğmalıyım ’’bizsizliğe’’.. Meğer ne kadar çok sen varmış; Bir ben içinde.. Meğer ne kadar çok sevmişim seni, Kendimden eksilircesine.. Alican Yıldırım / Bizsizlik 10.07.2010 |