24
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
2840
Okunma

var olmayan esintilere salıyor kendini üç kusur bir yağmur
öyleki ’a’ ansız ’n’ nedensiz yolculuklarda ...
Üşüyorum
Tırnaklarımın altından iblisi öpüp geçiyor rüzgârlar
İblis üşüyor…
Vakit yokluğunun sakini
Hatırı kırk yerinden yamalı
İmtihan diyorum koşulsuz
Kıvamı ellerimde
Her kök sancımda telveye sokuluyor gözlerin
Sahranın yanığına düşüyorsun
Ciğerlerimde park halinde yağmurlar
Sağımın zeminine sürtüne sürtüne
Kör mağdurlar süzülüyor mahreme
Avuçlarında kabil kaşkolu
Yanaklarını eşeler toprağın zahmete eğimsiz
Damarlarında sen kokan sancı
Düğümüyle yutkunduran gözlerin koşuyor
Çıka geliyor pazar kalabalığından sıyrık bir kavga
Sağımın ağzı armağan türküler sayıklıyor
Solumda ucuz bir meyhane şaraba mahkûm
Tonu bükük bir telaş
Dokunup dürtüyor heveslerimi
Kızıla yakın bir yerden çağrılıyorum
Oğlum olsa günahım, boyuma sataşırdı
Aşardı belki de aşıra dilli sufi yi
Titreyen öyküleri yoklayan kuşlarım ölürdü
Şimdi
Parmaklarımdan çekiyor kendini
Suskun bir tanrı
Yol gidişimi soruyor zaman
Ardımdan tükürüyor bütün rüyaları
Üşüyorum
Tırnaklarımın altından iblisi öpüp geçiyor rüzgârlar
İblis üşüyor…
5.0
100% (46)